Kütüphanem

Kitap Adı

Yayınevi

Yazar

Sayfa Sayısı

Yayın Yılı

Hakkında

100 Temel Eser Özetleri / LiseZAMBAK YAYINLARIAv. Emre Eren, Betül Karakurt   lise seviyesi için
2. Abdülhamid’in İslam Birliği SiyasetiBEYAN YAYINLARIİhsan Süreyya Sırma1522000 Tarihini bilmeyen insanlar sömürülmeye ve güdülmeye mahkumdurlar. Tarih cehaleti, insanı bağımlılaştırıp, aşağılık duygusu altında ezer, ezdirir. Bu kompleksten kurtulmanın bir tek yolu var: Allah’ın istediği tarihi bağımsızlık… Ne kadar hatalı da olsa, otuz üç sene Osmanlı Devletini yönetmiş ve kendisine “Kızıl Sultan” dedirtecek bir harekette bulunmamış olan Sultan Abdulhamid’e, bir-iki Ermeni veya Yahudiyi sevindirmek için neden Kızıl Sultan diyelim?…
AblukaTİMAŞ YAYINLARIWilliam S. Cohen4242005 ABD’nin Çin’i ve Rusya’yı abluka altına alma operasyonu..Uluslararası bir komplo gerçekleşiyor..Savaş neredeyse kaçınılmaz…Amerika, süper güç olma yolunda hızla ilerleyen Çin ve onun en büyük destekçisi Rusya’dan giderek rahatsızlık duymaktadır. ABD Ortadoğu’nun, Asya’nın ve Kafkasya’nın kontrolünü bu ülkelere bırakmak istememektedir. Ancak tek başına hareket edecek konumda da değildir. Bekledikleri yardım fazla gecikmez. İsrail gizli servisi Mossad her türlü desteği vermeye hazırdır.Washington’da, Pekin’de, Berlin’de ve Moskova’da bulunan güç merkezleri birbirleriyle inanılmaz bir rekabet içindeler. CIA, Mossad işbirliği dünyayı kaosa mı götürecek? Alman gizli servisi BND kimin safında yer alacak? Rus-Çin ittifakı entrikaların önüne geçebilecek mi?
Acımak  0   
Aklın Şüphesi Suçun Gerçeğidir / Sherlock HolmesMARTI YAYINLARISir Arthur Conan Doyle3602012 Akıl yürütme sanatı, uzun ve sabırlı çalışmalar sonucunda elde edilir. Yetenekli bir akıl yürütücü beynini boş bir oda gibi kullanır, gereksiz bilgileri eler ve odaya sadece işine yarayanları yerleştirir.Dönüp baktığında gördüğü şey ise, ona doğru sonucu veren, dâhice çizilmiş bir tablodur.Sherlock HolmesUnutulmaz dedektif Sherlock Holmes’un keskin zekâsını kullanarak çözdüğü, birbirinden ilginç ve esrarengiz 12 hikâyenin anlatıldığı serinin son kitabı Aklın Şüphesi Suçun Gerçeğidir, suç dünyasına bambaşka bir açıdan bakmanızı sağlayacak.Sadece ülkemizde değil, bütün dünyada yıllardır güncelliğini koruyan ve büyük ilgiyle okunan, toplam 56 hikâye ve 5 kitaptan oluşan bu seri, hayali kahraman Sherlock Holmes’a duyulan hayranlığı kat ve kat arttırmaya devam ediyor…Bakış açını değiştirdiğinde, başta sana saçma görünen şeyler bile seni gerçeğe götürecek birer ipucu olabilir.Sherlock Holmes
Amok KoşucusuTÜRKİYE İŞ BANKASI KÜLTÜR YAYINLARIStefan Zweig642017 Amok Koşucusu doktor olarak yardıma ihtiyaç duyan bir insana el uzatmanın vicdani yükümlülüğüyle kendi karmaşık duyguları arasında sıkışıp kalan bir adamın hikâyesidir. Hollanda Doğu Hint Adaları’nda görev yapan bir doktor, dara düşüp kendisine başvuran çok zengin bir kadının “yardım” talebini geri çevirir. Zira kadının mağrur ve hesapçı tavrı karşısında büyük bir öfkeye kapılmış, gururuna yenik düşmüştür. Ancak söz konusu olan insan hayatıdır. Kısa süre içinde pişmanlığın pençesine düşer. Kadına yardım etmeyi saplantı haline getiren doktor, Malezya halkında rastlanan bir nevi öldürücü delilik olan hummanın, amokun etkisi altına girer.
Apokrifal & Kayıp Kitap, Ergenekon ve Bir Cinayetin AnatomisiTİMAŞ YAYINLARIAydoğan Vatandaş1922012 1981 yılında Hakkari’de köylüler tarafından bir mağarada lahit içerisinde eski bir elyazması bir kitap bulunur. Aramice uzmanı Doç. Dr. Hamza Hocagil kısa süre sonra söz konusu metnin Arami dilinde fakat Süryani alfabesiyle yazılmış bir İncil metni olduğunu anlar. Birinci yüzyıla ait otantik İncil’in ortaya çıkması tüm dinleri ilgilendiren bir konudur. Gerek Hz. İsa’nın tarihselliğinin, gerekse de İncil’in Kuran’la ne denli uyumlu olduğunun kanıtlanması çeşitli çevreleri rahatsız etmektedir.Hocagil 1983 yılında Özal’ın girişimleri ve Özel Harp Dairesi’nin kontrolünde İncil’i tercüme etmeye başlar. Ancak tercüme süreci bir süre sonra durdurulur. Ancak İncil’in son sayfasında Aziz Barnabas’ın söz konusu İncil’i dört nüsha olarak yazdığını fark eden Hocagil, Nahit Şenoğul Paşa’nın yardımlarıyla bu kez diğer 3 İncil’in peşine düşer. Ardından biri hariç diğer 2 İncil de bulunur. Uluslar arası istihbarat örgütlerinin müdahil olduğu bu inanılmaz olaylar dizisinde olaya karışan bazı isimler hayatını kaybeder. İncil’lerden biri İsrail’de bulunur. İsrail nüshasını bir Alman firmasının sponsorluğunda, İsrail Cumhurbaşkanı İsak Rabin’in torunu Viktoria Rabin ile birlikte çıkarır. Viktoria Rabin, İncil’in gerçek nüshalarını okuduğunda Müslüman olur. Fakat yaptığı kazı çalışmalarında 10 Emir ve Zebur’un izini sürerken, Etiyopyalı bir zenci tarafından öldürülür. İsrail’de bulunan İncil önce Vatikan’a satılmak istenir. Vatikan adına İncil ile igili görüşmelerde bulunan Kardinal Mario, “açıklanamayan bir sebeple” hayatını kaybeder. Olaylar, gizli bir örgütün planlaması ile çok farklı boyutlar kazanır. İncil bu kez, bir yayınevi üzerinden Yunanistan’a satılır. Olay, Kıbrıs’ta bulunan güvenlik güçlerinin 1996 yılında Kıbrıs’ta Aziz Barnabas’ın mezarını soymalarıyla farklı bir boyut kazanır. Askerler mezardan ne almışlardır? KKTC’de soygunu araştıran Gazeteci Kutlu Adalı, aldığı tehditlerden kısa bir süre sonra öldürülür. Kutlu Adalı’nın eşi İlkay Adalı cinayeti Avrupa İnsan Hakları mahkemesine götürür ve Türkiye olayın aydınlanması için gereken özeni göstermediği gerekçesiyle mahkum olur. Adalı öldürülmeden kısa süre önce, Abdullah Çatlı’nın Kıbrıs’a geldiği tespit edilir. Bugün, Aramice Uzmanı Hamza Hocagil’in Genelkurmay Başkanlığı Özel Harp Dairesi’nde özel güvenlikli bir bölümde saklandığını iddia ettiği nüshalar açıklanırsa, dinler tarihi başta olmak üzere, tarih yeniden yazılacaktır.
Aralığın OnuDELİ DOLUGeorge Saunders2482014 İngilizce yazan en iyi kısa öykü yazarı.”TimeYaşayan en büyük yazarlardan biri olarak gösterilen 2014 Folio Ödülü sahibi George Saunders’ın şimdiye kadarki en alaycı, komik ve en rahatsız edici öykü derlemesi olan Aralığın Onu, sıradan insanın deneyimine odaklanarak kişisel başarısızlıkların, düş kırıklıklarının, tereddütlerin, baskının ve umutla beslenen sınıfsal kaygıların insanı nasıl bir saplantılar labirentine soktuğunu gösteriyor.Aralığın Onu, Amerikan toplumunu ve aile yapısını anlatırken aslında evrensel bir biçimde insana dair olan karanlık tarafı bulup yakalıyor. Ama bir yandan da insana özgü naifliği ve incinmişliğimizi yüceltiyor. Saunders, her birimizin hayatında en az bir kere yaşadığı “kahramanca fiyasko”larımızı, çocukluk travmalarımızı, ustaca kurguladığı öyküleriyle anlatıyor. The New Yorker tarafından “En İyi Yazarlar” arasında gösterilen George Saunders,Times dergisi tarafından da “Dünyadaki en etkili 100 kişi” listesine seçilmiştir.David Foster Wallace, Zadie Smith, Junot Diaz gibi yazarların hayran olduğu Saunders, nefis bir çağdaş edebiyat örneği olan Aralığın Onu ile insanın zihninde kesinlikle yer edecek sarsıcı bir görsel imgeler silsilesi vadediyor.
Arsen Lüpen Oyuk İğne  0   
Arsene Lupin / Çalınan TablolarPENGUEN YAYINLARIMaurice Leblanc4402013 İçinde bulunduğu en zor durumda bile nüktedanlığım kaybetmeyen, zenginlerin cebini boşaltıp fakirlere yardım eden, pervasız ve küstah Arşene Lupin’dir o! En öldürücü silahı, esprili buluşlarıdır. Kalbini tek bir kadına değil, hayatının kadınlarına adamıştır. Bir edebiyat karakteri olarak yaratılmasının üzerinden yüz yıldan fazla geçmiş olmasına rağmen hala genç ve diri bir şekilde silindir şapkası, pelerini ve monoklüyle aramızda yaşıyor. Onu yaratan ve ölümsüz kılan Maurice Leblanc, bize bu kitabında Lupin’in ilk maceralarım anlatıyor.
Aslında Yerin Kulağı Yok Yavşağın Ağzı GevşekKASHNA KİTAP AĞACIErdal Demirkıran1282017 Yaklaş; daha yaklaş, az daha, biraz daha… Ve şimdi itiraf et! Aslında güvendiklerin konuşmasaydı başına hiçbir kötü şey gelmeyecekti! Sırlarını tutan beşse tutmayan hep yüz beşti. Gel gör ki sen vazgeçmedin ve insanlara güvenmeye, haddinden fazla güvenmeye devam ettin.- Aramızda kalsın!diyerek anlattıkların hiçbir zaman aranızda kalmadı.- Sen benim her şeyimsin, en güvendiğimsin…diye şımarttıkların, zaman sonra ‘hiçbir şey’in oldu da bundan hiç ders almadın, her konuşmanın ertesinde pişmanlıklar yaşadın fakat hiç uslanmadın. Sonra mı? E sonra yine yandı başın, tutuştu aklın ve sen hiç susamadın. Hâlbuki bırak konuşmayı, fısıldaşmayı; bazen mırıldanmamalıydın bile ama bunu bir türlü başaramadın! Enfes bir hikâyeyle sana susmayı öğreteceğim bugün ve güvendiğin dağlara kar yağmayacak başka hiçbir gün. Aramızda kalmasın… Erdal Demirkıran
Avrupa’nın 50 Büyük YalanıTİMAŞ YAYINLARIMustafa Armağan3202015 Mustafa Armağan, Osmanlı tarihi ve yakın tarih üzerine kaleme aldığı bir düzine kitaptan sonra bu defa projektörünü Avrupa tarihinin karanlık bölgelerine tutuyor. Bu çalışmayla yalnız Avrupa tarihinin bilinmeyenleri ortaya çıkmakla kalmıyor, aynı zamanda kendi yüzümüzün de bir kısmının aydınlandığını fark ediyorsunuz. Eşitsiz olarak, adeta bir ast-üst ilişkisi içinde kurgulanan Osmanlı ve Avrupa tarihleri, olmaları gereken eşit konuma yerleştiriliyor.Türk aydınının 1,5 asırdır peşinde koştuğu ‘Avrupa mucizesi’ yalanı, farklı ve şaşırıcı yönleriyle bu kitapta birer birer deşifre edilip ortaya konuluyor. İlginizi çekeceğine inandığımız başlıklardan bir kısmını tadımlık olarak şöyle bir hatırlamaya ne dersiniz?- Florence Nightingale’in İngiltere’de ölüm meleği olarak tanındığını,- Galile’nin kiliseye karşı çıkmış bir bilim kahramanı olmadığını,- Magna Carta’nın Avrupa tarihinde ileri değil, geri bir adım olduğunu,- Hitler’in aslında Avrupa’yı işgal planı olmadığını,- Einstein’ın son yıllarında beyninin yavaşladığını,- İlk feministlerin fabrikalardaki kadınları evlerine kapatma için kampanyalar düzenlediklerini,- Don Kişot’ta Endülüslü Müslümanlarla ilgili şifreler bulunduğunu,- Kopernik ve Kepler’in güneşe tapanlar tarikatından olduklarını,- Rönesans insanlarının Ortaçağ’daki atalarından daha pis yaşadıklarını,- Haritaların emperyalizmin sözcülüğünü yaptığını,biliyor muydunuz?Bunlar ve bunlardan başka Avrupa’nın büyük yalanlarını, Mustafa Armağan’ın hakikaten büyük emek mahsulü Avrupa’nın 50 Büyük Yalanı’ndan okuyacak ve her satırında eminiz ki, şaşıracaksınız. Yazarın amacı da bu zaten: Düşünmek, şaşırmakla başlar ona göre.Mustafa Armağan’a göre Osmanlı tarihini de hakkıyla anlayabilmek için Avrupa tarihinin gerçeklerini bilmek gerekir.Osmanlı ve yakın tarih üzerine yazdığı ufuk açıcı kitaplarından sonra Armağan’la Avrupa tarihinin bilinmeyenlerine doğru nefes nefese bir yolculuğa hoş geldiniz.
Beden Dili & Eski FBI Ajanından İnsanların Bedenini Okuma RehberiALFA YAYINLARIJoe Navarro, Marvin Karlins3002016 İnsanları ‘okuma’nın en hızlı yöntemi bu kitapta…Karşınızdakinin bedenine bakarak aklından geçenleri okumanız mümkün. Duygu ve düşünceleri çözümlemek, insanları doğru tanımak, tuzağa düşmemek, yalanı ortaya çıkarmak itin beden dilini bilmeniz yeterli. Ayrıca beden dilinizi kullanarak patronunuz, aileniz, arkadaşlarınız ve diğer insanların sizinle ilgili düşüncelerini de değiştirebilirsiniz.Gerçek hisler yüzde gizlidir. Başparmaklar, ayaklar ve gözbebekleri ruh halimizi ortaya koyar. Kendimize duyduğumuz güveni konuşmalarımızdan önce bedenimiz yansıtır. Etkili bir el sıkışma birçok kapıyı açar. Karşımızdakini ikna etmenin en etkili yöntemi beden dilini kullanmaktır.İnsanlara güven vermek göründüğü kadar zor değildir.Otoriteyi hem kurmak hem de yıkmak beden dili He mümkündürEski FBI ajanı Navarro’nun profesyonel deneyimleri ile Princeton Üniversitesinde psikoloji eğitimi alan Marvin Karlins’in bilimsel çalışmalarını birleştiren bu kitap, beden dilini öğrenip kullanarak dünyanızı nasıl kontrol altında tutacağınızı anlatıyor.
Beyaz GemiÖTÜKEN NEŞRİYATCengiz Aytmatov1682016 Masalla gerçeği birleştiren bir eserdir. Geçmişi temsil eden dede ile geleceği temsil eden çocuk arasında dramatik bir ilişki kurarak insan duygu ve düşüncelerine kendine has yorumlar getirilir. Adı eserde hiç geçmeyen çocuğun saf ve temiz dünyasından, hayatın acı ve çıplak gerçeğine uzanan bir roman kurgusu meydana çıkarılır. Aytmatov’un, edebiyat âleminde geniş akisler uyandıran, uzun yıllar tartışılan, verilmek istenen mesajla yaratılan tiplerin büyük bir uyum sağladığı eserlerinden biridir.
Beyaz Zambaklar Ülkesinde (Ciltli Özel Bez Baskı)KORİDOR YAYINCILIKGrigory Petrov2402017 Beyaz Zambaklar Ülkesinde, Mustafa Kemal Atatürk zamanında Türkçeye ilk kez çevrildi. Atatürk, kitabı okuduğunda bu destansı başarıya tek kelimeyle hayran olmuştu. Derhal kitabın ülkedeki okulların, özellikle askeri okulların müfredatına dahil edilmesini emretti. Türk askerleri ülkelerindeki “yaşamı yenilemek” için mutlaka bu kitabı okumalıydılar. O vakitler, kitap o kadar çok ilgi gördü ki, Kuran-ı Kerim’den sonra en çok okunan kitap haline geldi. Bu kitap tüm yoksulluğa, imkansızlıklara ve elverişsiz doğa koşullarına rağmen, bir avuç aydının önderliğinde; askerlerden din adamlarına, profesörlerden öğretmenlere, doktorlardan işadamlarına kadar, her meslekten insanın omuz omuza bir dayanışma sergileyerek, Finlandiya’yı, ülkelerini geri kalmışlıktan kurtarmak için nasıl büyük bir mücadele verdiklerini, tüm insanlığa örnek olacak biçimde gözler önüne sermektedir. Halkların destansı özverisiyle yoksulluktan kurtularak, ekonomik, politik ve kültürel olarak nasıl mükemmel bir ülke yaratılabileceğini gösteren, okurlara dudak ısırtan ölümsüz bir eser. 
Bilinmeyen Yönleriyle II.AbdülhamitAKİS KİTAPMehmet Bicik2242008 Günümüzde karşılaştığımız birçok sorunun köklerini anlayabilmemiz için II. Abdülhamid dönemini çok iyi bilmemiz gerekir. Siyaseti ve vizyonu ile önemini sürdüren, büyük devlet adamı olma vasfını koruyan II. Abdülhamid, günümüzde de tartışmaların odak merkezindedir.101 soruda II. Abdülhamid’in bilinmeyen yönlerini gün yüzüne çıkarmak amacıyla kaleme alınan bu eser, Osmanlı Devleti’nin en tartışılan hükümdarlarından biri olan Sultan II. Abdülhamid’i sorular ışığında farklı yönleriyle tanıtıyor. Aşağıdaki sorular ve merak edilen pek çok konu bu sayfalarda aydınlanıyor.Sultan II. Abdülhamid’in Annesi Bir Ermeni miydi?II. Abdülhamid, Kimlerden Ders Aldı? Cahil miydi?II. Abdülhamid’in İlk Aşkı Kimdi? Kaç Tane Eşi Vardı? En Sevdiği Eşi Hangisiydi?Mithat Paşa’nın Ölümünde II. Abdülhamid’in Parmağı Var mıydı?II. Abdülhamid, Jön Türklere Yardım mı Etti?31 Mart Vak’ası’nın Sorumlusu II. Abdülhamid miydi?Sürgün Yolunda II. Abdülhamid’in Yanında Kimler Vardı?II. Abdülhamid’in Son Arzusu Neydi?II. Abdülhamid’in Saltanatı Boyunca Kaç Kişi İdam Edilmişti?II. Abdülhamid, Vahdettin Hakkında Ne Düşünmüştür?II. Abdülhamid, Mustafa Kemal Hakkında Ne Dedi? Başarısı İçin Dua mı Etti?II. Abdülhamid, İsrail Kurulmasını 50 Yıl Geciktirdi mi?II. Abdülhamid’in Ne Kadar Serveti Vardı?II. Abdülhamid’e “Kızıl Hayvan” Lakabını Kim Taktı?II. Abdülhamid’e Neden “Pinti Hamid” Denmiştir?II. Abdülhamid, Sansür Uyguladı mı?II. Abdülhamid, Çarşafı Neden Yasakladı?II. Abdülhamid, İstanbul’da İçki Satışını Yasakladı mı?II. Abdülhamid, Fakirlere Odun ve Kömür mü Dağıttı?II. Abdülhamid, Kolera Salgını Karşısında Pastuer’den Yardım mı İstedi?II. Abdülhamid, Uzak Doğudaki Müslümanlarla Nasıl Temas Kurmuştur?II. Abdülhamid, Büyücülüğe ve Hurafelere mi İnanırdı?Boğaz Köprüsü Projesi, II. Abdülhamid Döneminde mi Yapıldı?II. Abdülhamid: Kızıl Sultan mı? Ulu Hakan mı?
Bin Dokuz Yüz Seksen DörtCanGeorge ORWELL3502013  
Bir Ekonomik Tetikçinin İtirafları (Cep Boy)APRIL YAYINCILIKJohn Perkins4002014 ABD’DE TAM 24 YAYINEVİNİN YAYINLAMAYA KORKTUĞU, YAZARIN 5 KEZ YAZMAYA KARAR VERİP, HER SEFERİNDE RÜŞVET VE TEHDİLERLE VAZGEÇİRİLDİĞİ, YAYINLANDIĞI ÜLKELERDE GÜNDEMİ SARSAN, TÜYLER ÜRPERTEN GERÇEKLER.23. ÜLKE TÜRKİYE VE DÜNYA UYANMAYA DEVAM EDİYOR…‘Ekonomik tetikçiler (ET’ler) yerküre üzerindeki ülkeleri trilyonlarca dolar dolandıran yüksek ücretli profesyonellerdir. Dünya Bankası, ABD Uluslar arası Kalkınma Ajansı ve diğer yabancı “yardım” kuruluşlarından büyük şirketlerin kasalarına ve gezegenimizin tabii kaynaklarını kontrol eden birkaç varlıklı ailenin ceplerine para aktarırlar. Kullandıkları araçlar arasında sahte finansal raporlar, hileli seçimler, rüşvet, zorbalık, seks ve cinayet bulunmaktadır. Oynadıkları oyun imparatorluklar kadar eski olmasına rağmen, günümüzdeki küreselleşme sürecinde yeni ve korkutucu bir boyuta ulaşmıştır. Nereden mi biliyorum; ben de bir ET idim.’Dünyamızı kimler yönetiyor? Kirli aileler, kirli şirketler.Kalkındırma yalanı altında –milyarlarca dolarlık- şişirilmiş projeler ve bu projeleri ‘bilimsel’ gösteren, üniversite kitaplarına bile geçmiş raporlar, teoriler. Maalesef bu kez komplo değiller! Hedef ülkeler, hedef yöneticiler; ya satılacaklar, ya da ölecekler.Hepsi yaşanmış , hepsi gerçekYöntem çok, amaç tek: ŞİRKETOKRASİ İLE YÖNETİLEN ‘KÜRESEL İMPARATORLUK’
Bir Ekonomik Tetikçinin İtirafları 2 & Şirketokrasi ve Ondan Kurtulmanın YollarıAPRIL YAYINCILIKJohn Perkins4002015 Venezuela Başkanı HUGO CHAVEZ, BBC Televizyonu’na verdiği röportajda John Perkins tarafından yazılan Bir Ekonomik Tetikçinin itirafları isimli kitaptan söz ederek, bu kişilerin kendisiyle de ilişkiye geçtiğini anlattı. Ülke üzerinde gözetleme uçuşları yapılmasını ve Â.B.D. danışmanlarının varlığını kabul etmesi halinde kimi fonların kullanımına açılacağının teklif edildiğini açıkladı. Bu teklifleri reddetmesine rağmen ekonomik tetikçilerin vazgeçmediğini, zayıf devlet memurları, parlamento üyeleri, hatta kendi çevresindeki ordu mensuplarına baskı yapmaya çalıştığını söyledi. Chavez, Perkins’in kitabında anlattığı gibi ekonomik tetikçilerin başarısız olmasının ardından çakalların geldiğini, askeri darbe ve suikast komplolarına giriştiğini açıkladı.Bu insanların bugüne kadar bizim yöneticilerimizden hiçbir talebi olmadı mı?Bir yanda milli bir otomotiv endüstrisi ya da petrol ve doğalgaz kaynakları olmayan bir ülkeolarak 50 yılı aşkın süredir ardı ardına yaptığımız otoyollar, bir yanda ilk seferinde raydan çıkan hızlı trenimiz…Patentli binlerce projeye konu olan, geleceğin enerji kaynağı olmasına kesin gözüyle bakılan Bor, Tor ve Osmiyum gibi madenlerin yok pahasına elden çıkartılması…Yıllardır beklediğimiz devasa bütçeli tarım ve çevre projelerindeki fiyaskolar…Kültürün görsel medyaya, eğitimin popüler kültüre teslim edilmesi…Enerjiden turizme, sanayiden dış ticarete, ulaştırmadan bankacılığa kadar birçok alandayapılan yanlışlar…Pervasızca alınan borçlar, rüşvetler, yolsuzluklar…Ve son olarak, özelleştirmeler, Dünya Bankası ve IMF yapılandırma paketleri…Kendinize bir sorun. Bugünlere sadece basit hatalar yüzünden mi geldik?Bu kitapta sadece Şirketokrasi’nin insanlığa on yıllardır yaşattığı kabusu değil, o canavara dur demenin denenmiş ve başarıya ulaşmış yollarını da örnekleriyle bulacaksınız.
Bir Kadın Düşmanı  0   
Bir Peri Masalı : Hayvan ÇiftliğiCanGeorge ORWELL1522012  
Bir Psikiyatristin Gizli Defteri (Sarı Kapak) & En Sıradışı VakalarNTV YAYINLARIDr. Gary Small, Gigi Vorgan3361970 Gerçek hikâyeler kurgudan çok daha tuhaftır, Dr. Gary Small da bunu gayet iyi biliyor. Psikiyatriyle ve insan beyni üstüne çığır açıcı araştırmalarla geçen otuz yıl içinde Dr. Small pek çok şey görmüş. Şimdi ofisinin kapılarını açmaya ve kariyerinin en gizemli, ilginç ve tuhaf hastalarını anlatmaya hazır. Bu kitap bir psikiyatristin zihnine ve onun giderek gelişim gösteren mesleki yaşamına yapılan aydınlatıcı bir yolculuk. Aynı zamanda bu branşın ve daha önce görülmemiş, tanısı koyulmamış çeşitli akıl hastalıklarının perde arkasına da bir bakış… Kitabı okurken kendinizi, bizi insan yapan şaşırtıcı tuhaflıklar üstüne düşünürken bulacaksınız. Sıkça komik, kimi zaman trajik ve daima etkileyici Dr. Small, sizleri kariyeri içinde Boston’un kalabalık acil servis koridorlarından başlayıp ülke elitlerinin multimilyon dolarlık kayak localarına dek uzayan bir geziye çıkarıyor. Bu gezi sırasında birbirinden tuhaf gerçek karakterleri anlatırken, bir yandan da esrarengiz histerik körlükle, penisinin küçüldüğüne inanan bir adamla, gizli sürdürülen çifte hayatlarla ve ürkütücü derecede psikotik romantik arzularla baş ediyor. Akıl hocası kendi hastası olduğunda Dr. Small’un kariyeri ve kişisel hayatı tam bir döngüyü tamamlıyor ve Small’un kimsenin zihinsel araştırmanın ötesinde olmadığını anlamasını sağlıyor; kendisinin bile…
Bir Yudum HikayeTİMAŞ YAYINLARIAsım Yıldırım2082012 Samanyolu Televizyonu izleyicilerinin yakından tanıdığı bir yüz olan Asım Yıldırım’ın sabah kuşağında okuduğu bu öyküler şimdi kitap olarak yayınlanıyor. Yayınlandığı dönemlerde izleyicilerin büyük ilgiyle takip ettiği bu öyküler, yoğun ısrar üzerine kitap olarak okurlarına kavuşuyor. Asım Yıldırım’ın özenli seçkisi ve derlemesiyle okurlara sunduğumuz bu öyküler arasında, hayata, aşka, inanca ve ölüme dair ders alınacak onlarca öyküyü bulacaksınız.
Biz OsmanlıyızNESİL YAYINLARIYavuz Bahadıroğlu2242016 Osmanlı toplumu, bir “sevgi, şefkat ve yardım toplumu”ydu. Devlet, “hayat ve hayrat devleti”, insan “hayrat ve hasenat insanı”ydı.Osmanlı’da hayat ahirete dönüktü. Ahirete dönük olduğu için de hayatta fuzuli şeylere yer yoktu.Osmanlı İnsanı “kıble yürekli”ydi. Faziletliydi, dürüsttü çevreciydi, medeniydi, nazikti; cihana örnekti. Haya ve gayret sahibiydi. Zaferler ve başarılar hayatın bir parçasıydı.Osmanlı’da, insan hakları gözetilirdi. Herkes ibadetinde, kıyafetinde, seyahatinde, ticaretinde özgürdü.Osmanlı’da “güçlü olan haklı” değil, “haklı olan güçlü”ydü. Adalet duygusu, hayatın her alanını kaplamıştı.Devlet milletle bütünleşmişti. Farklı kültürler, asırlarca barış içinde bir arada yaşamıştı.Osmanlı, yetiştirdiği “cevher insan”larla dünyaya nam salmıştı.Tarih gerçek bir “ibret aynası” ve tam bir “tecrübe tahtası”dır. Ve boşuna yaşanmış bir tecrübeler yığını değildir.Bugün, geçmişimizden ders almanın ve “yeniden Osmanlı” demenin tam zamanı.
Blink & Düşünmeden Düşünebilmenin GücüMEDİACAT KİTAPLARIMalcolm Gladwell2842015 Göz açıp kapayıncaya dek geçen iki saniyede beynimizde neler oluyor?Bir çiftin tartışmasına kulak misafiri olup ilişkilerinin geleceğine dair bir fikre kapıldığınız oldu mu hiç? Maç izlerken bir pasın gol olup olmayacağını anladığınız bir an… Ya da yaptığınız bir iş görüşmesinin ardından işe alınacağınızı düşündüğünüz halde yanıldığınız bir durum…Elinizdeki kitap, gündelik hayatımızın en küçük bileşenleriyle ilgileniyor: Ne zaman yeni biriyle tanışsak, karmaşık bir durumla yüz yüze gelsek veya güç bir adım atmak zorunda kalsak birdenbire ortaya çıkan anlık izlenimlerin ve kararların içeriğiyle.Gladwell, zihnimizin nasıl tepki verdiğini incelediği bu kitabında çok düşünmeden alınan kararların, ince ince düşünülmüş kararlar kadar iyi olabildiği örnekleri çözümlerken, her zamanki gibi madalyonun diğer yüzüne bakmayı ihmal etmiyor ve içgüdülerimizin bize ihanet ettiği anları da sorguluyor. Psikoloji ve nörobilim teorilerinin hayatın çeşitli alanlarından zengin ve yaşanmış örneklerle sınandığı Blink’i okurken kendinize bir adım daha yaklaşacaksınız.
Boğulmamak İçinCAN YAYINLARIGeorge Orwell2562018 “Orwell’in ironik mizah anlayışı tazeliğini hiç yitirmiyor. Bu, kaçırılmaması gereken bir Orwell yapıtı.” The Observer Göbeğinin çapı giderek genişleyen ve evinin taksitlerini ödemekle uğraşan George Bowling kırk beş yaşında, evli ve çocuklu –ve yeni aldığı takma dişleriyle kasvetli hayatından çaresizce kurtulmak isteyen– bir sigorta pazarlamacısıdır.1939’da patlak verecek olan savaşın gelişini; yemek kuyruklarını, askerleri, gizli polisi ve zorbalığı görerek modern zamanlardan korkmaktadır.Böylece çocukluğunun dünyasına, huzur ve sükûn dolu bir yer olarak hatırladığı köyüne sığınmaya karar verir.Fakat köyünde aradığını bulabilecek mi, orası şüphelidir. “Çok komik olmanın yanında hayranlık uyandıracak kadar gerçekçi… Bin Dokuz Yüz Seksen Dört’ü burada nüve haliyle görebiliyoruz. Hayvan Çiftliği’ni de… Hem zengin bir okuma keyfi sunan hem de iki klasiğin tohumlarını birden barındıran romanlara kolay rastlanmaz.” John Carey, The Sunday Times
Bülbülü ÖldürmekSEL YAYINCILIKHarper Lee3552017 1960 yılında yayımlandığından bu yana bütün edebiyatseverlerin gönlünde özel bir yer edinen, Pulitzer ödüllü Bülbülü Öldürmek, Amerika’nın güneyinde yaşanan ırkçılığı ve eşitsizliği bir çocuk kahramanın, Scout Finch’in gözünden anlatıyor.Harper Lee, kullandığı yalın ama çarpıcı dil aracılığıyla adalet, özgürlük, eşitlik ve ayrımcılık gibi hâlâ güncel temaları, Scout’ın büyüyüş öyküsüyle birlikte dokuyarak, iyilik ve kötülüğü hem bireysel hem de toplumsal düzeyde mercek altına alıyor. Bir “zenci”nin haksız yere suçlanması üzerinden gelişen olaylar; önyargılar, riyakârlık, sınıf ve ırk çatışmalarıyla beslenen küçük Amerikan kasabasının sınırlarını aşıp, insanlar arası ilişkide adaletin ve dürüstlüğün önemini anlatan evrensel bir hikâyeye dönüşüyor. Etkileyici gerçekliği ile ürperten, “insani” vurgusuyla sarıp sarmalayan, çağdaş dünya edebiyatının en önemli örneklerinden biri olan bu klasik roman, Ülker İnce çevirisiyle tekrar Türkçede.“İstediğin kadar saksağanı vur vurabilirsen ama unutma, bülbülü öldürmek günahtır.”
Burma GünleriCAN YAYINLARIGeorge Orwell3442017 “Bu ülkede bulunmamızın, hırsızlıktan başka bir nedeni olduğunu söyleyebilir misiniz? Bu öylesine kolay ki. İngiltere’nin memuru, Burmalı’nın kollarını tutar, tüccar da adamın ceplerini boşaltır. Britanya İmparatorluğu, İngilizlerin, daha doğrusu Yahudi ve İskoç çetelerinin ticaret tekelleri kurmalarını sağlayan bir aracıdan başka bir şey değildir.”Bu sözler, George Orwell’in Burma’daki İngiliz sömürgeciliğine bakış açısını yansıtıyor. Kendisi de Burma’da görev yapmış olan Orwell, en başarılı yapıtı olarak tanımlanan Burma Günleri’nde, İngilizlerin bu sömürgedeki yaşamını ve yaptıklarını, yerli işbirlikçileri ve fırsatçıları, yerli halka insanca yaklaşarak İmparatorluğun tutumuna karşı çıkanları, aşk, nefret, tutku çemberinde destansı bir anlatımla ele alıyor. Burma Günleri, ilk kez 1934 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nde yayınlandı. Kitap ve yazarı hakkında herhangi bir dava açılmayınca, ertesi yıl İngiltere’de de basıldı. Ama sömürgecilik dönemi sona erinceye kadar kitabın Hindistan ve Burma’da satılması yasaklandı ve okuyanlar hakkında yasal işlem yapıldı. Burma Günleri, İngiltere’nin, üzerinde güneş batmayan bir imparatorluk olduğu dönemdeki politik ve sosyal yaklaşımını göz önüne sererken, romandaki karakterlerin işlenmesindeki ayrıntılı ustalıkla da Orwell’in başarısını pekiştirdi.
Büyük Argo Sözlüğü (Tanıklarıyla)YAPI KREDİ YAYINLARIHulki Aktunç4162017 Toplam 5237 maddebaşı, 7290 tanım, 3960 tanık cümleden oluşan Büyük Argo Sözlüğü, eşsiz bir “argo antolojisi” niteliği de taşıyor. Önemli bir başvuru kaynağı olmasının yanı sıra, baştan sona okunacak keyifli bir yapıt. Coğrafyamız insanının ruhsal, cinsel, toplumsal yapısı ve bakışını tarihten bugüne doğrudan yansıtan bir kaynak… Türkçenin “dillerarası” ilişkilerine büyük bir ayna.
Çalıkuşu  0   
Çanakkale Savaşı Bir Alman Subayının AnılarıTİMAŞ YAYINLARICarl Mühlman1762009 Elinizdeki kitap, sürüp giden savaşlarda hayli yıpranmış olan askeri tekilatın ıslahı için ülkemize gelen Alman subayı Binbaşı Carl Mühlman’ın gözlemlerini yansıtmaktadır. Ülkenin genel siyasi görüntüsü içinde Osmanlı ordusunun savaş öncesi durumunu; Türkiye’nin savaşa girmesi için Çanakkale’de yapılan muharebelerin öncesini ve sonrasını; düşmanların ilk darbesi ile yıkılacak gibi görülen bir milletin dünyayı şaşkına uğratan savaşçılığını bu kitapta bütün yönleriyle okuyacaksınız.
Casuslar & Derin Savaşın Sıradışı NeferleriTİMAŞ YAYINLARIAtilla Akar3842005 Özellikle Soğuk Savaş yıllarında üretilen casusluk romanları ve filmleri, belirli bir “casus” imajı oluşturmuştur zihinlerimizde. Bu casus imajını ise tümüyle dönemin şartları belirlemiştir. Soğuk Savaş yılları esnasında-Amerikan jargonuna göre “Şeytan İmparatorluğu”na karşı; yani SSCB ve tüm sosyalist sisteme karşı cansiperane savaş veren ve sonuçta girdiği mücadelede mutlaka “kötülere” galebe çalan yarı-mitolojik, efsanevî bir varlığa dönüşmüştür casusluk. 0007 James Bond ise bu imajın zirve noktası olmuştur.Ancak casusluk ne Soğuk Savaş ile birlikte ortaya çıkmış, ne onunla birlikte son bulmuş bir meslektir. Tersine, çok eski çağlardan beri varlığını koruyan ve giderek de kurumsallaşıp uzmanlaşan, son derece teknik ve kendine özgü şartları olan bir meslektir casusluk. Onu diğer mesleklerden ayıran ise kartvizinde “casus” yazmamasıdır!
Cemile – Sultan MuratÖTÜKEN NEŞRİYATCengiz Aytmatov2072015 Cemile yazara ilk büyük şöhreti kazandıran eseridir. “İşte şimdi burada, Villon’un, Hugo’nun, Baudelaire’nin Paris’inde, kralların ve devrimlerin Paris’inde, ressamların yüzyıllık Paris’i olmakla övünen her taşı ya bir tarihi, ya bir efsaneyi hatırlatan şu Paris’te Werther, Bérénice, Antoine ve Kleopatra, Manon Lescaut, Education Sentimentale, Dominique, hepsi birdenbire gözümden düşüverdi. Çünkü ben Cemile’yi okudum. Roméo Juliette, Paolo ve Francesca, Hernani ve Dona Sol, artık bunların hiçbiri gözümde değil, çünkü ben ikinci cihan savaşının üçüncü yılı yazında, 1943 yılının o Ağustos gecesinde Kurkureu vadisinde bir yerde Zahire arabaları ile giden Danyar ve Cemile’ye, bunların hikâyesini anlatan küçük Seyit’e rastladım.(Louis Aragon)
Cep TehlikesiHAYY KİTAPProf. Dr. Selim Şeker2722014 Alanında bir ilk olan ‘Tehlikeli Oyuncak’ kitabının yazarı Prof. Dr. Selim Şeker’in “merakla beklenen” yeni kitabı çıktı. Cep Tehlikesi, cep telefonu, 3G, baz ve elektrikli cihazların insana, özellikle çocuklara ve çevreye verdiği onarılması güç zararları ele alıyor. Radyasyon denizinde yüzerken ruh ve beden sağlığımızı korumak için ne yapmamız gerektiğinin ipuçlarını veriyor.Kitabın amacı insanları gerçeklerle uyarmak. Özellikle çocukları, gençleri, anne babaları uyarmak. Prof. Şeker, cep telefonu dışında infrared ısıtıcılar, bilgisayar, televizyon, mikrodalga fırın gibi elektrik enerjisiyle çalışan cihazlar hakkında da özet değerlendirmeler yapıyor, pratik korunma yöntemleri veriyor. Kitap hiçbir kişi ya da kuruluşu karalama amacı gütmeden bilimsel gerçekleri okuyucuya en objektif şekilde sunuyor.Prof. Şeker okuyucuya kolaylık sağlaması açısından da meseleyi “10 soru, 10 cevap” formatında ele alıyor.İşte o 10 kritik soru; hayat kurtaran cevaplar ise kitabın içinde:1. Cep telefonu çılgınlığının sonu nereye gidiyor?2. Cep telefonu güvenlik standartları yeterli midir?3. Cep telefonuyla konuşmak gerçekten hasta eder mi?4. Çocukların ceple konuşması ne kadar risklidir?5. 3G teknolojisinin bilinmeyen tehlikeleri neler?6. Cep ve baz istasyonları doğal çevre ve hayvanlar için de zararlı mı?7. Cep telefonları dışında evimizdeki radyasyon yayan cihazlar hangileri?8. Kendimizi ve çocuklarımızı korumak için ne yapmalıyız?9. Elektromanyetik dalgalarla insan zihni kontrol edilebilir mi?10. Evimizin yakınındaki sağlığımızı tehdit eden baz istasyonlarını nasıl kaldırtabiliriz?Yukarıdaki ve benzeri soruları en yeni bilimsel araştırmalar ışığında yanıtlayan Prof. Dr. Selim Şeker, “Sağlıklı bir gelecek düşleyen her insan, vicdanlı her anne baba bu kitabı okumalı” diyor.
Cesur Yeni DünyaİTHAKİ YAYINLARIAldous Huxley2662017 Cesur yeni Dünya bizi ‘Ford’dan sonra 632 yılına’ götürür. Bu dünyanın cesur insanları kapısında “Cemaat, Özdeşlik, İstikrar” yazan Londra Merkez kuluçka ve Şartlandırma Merkezi’nde üretilirler. Kadınların döllenmesi yasak ve ayıp olduğu için, ‘annelik’ ve ‘babalık’ pornografik birer kavram olarak görülür. Toplumsal istikrarın temel güvencesi olan şartlandırma hipnopedya uykuda eğitim ile sağlanır. Hipnopedya seyesinde herkes mutludur; herkes çalışır ve herkes eğlenir. “Herkes herkes içindir.”
Çift Taraflı Bir Dedektif HikayesiLABİRENTMark Twain962014 “Kalabalık, kanyondan aşağıya aktı. Holmes, Fetlock, Archy Stillman, herkes. Bir kilometreyi birkaç dakikada aldılar. Bir fenerin ışığında Flint Buckner’ın kulübesinin dümdüz ve katı toprak zeminini buldular. Kulübenin kendisinden bir zerrecik bile kalmamıştı, ne bir paçavra, ne bir kıymık! Ne de Flint’ten bir iz…”(Kitaptan)Mark Twain, bu polisiye öyküsüyle sizleri çok şaşırtacak. Aynı hikâyede iki ayrı muamma, iki ayrı dedektif… Efsanevi kahraman Sherlock Holmes, yeniyetme bir dedektife mi yenilecek? Yoksa, bu büyük sırrı kendisi mi çözecek?
Cinayet Anotomisi (Ciltli)EPHESUS YAYINLARINancy Pickard4002017 “Merak uyandıran bir anlatım, sürükleyici bir dil.”- Publishers Weekly“Nefes kesici bir dedektiflik öyküsü.”- The Philadelphia InquirerFlorida gündemini derinden sarsan dehşet verici  bir cinayet davası, gerçek suç öyküleri kaleme alan Marie Lightfoot’un bir sonraki kitabı olacaktır. Çünkü bu dava ihanetin, nefretin ve şiddetin akıl almaz bir bileşkesidir.Dahası iki küçük kızın terk edilmiş malikanede bir kadın cesedini buldukları günden, beklenmedik bir ziyaretçinin dinleyeni afallatan itirafına dek, cinayetle ilgili rahatsız edici sürprizler, Marie’ye kan donduran bir ders de verecektir. Ne de olsa bir suçlunun zekâsını küçümsemenin sonuçları ölümcül olabilir.Marie Lightfoot isimli gözü pek karakterini, dünya çapında çok satanlar listesine giren Cinayetin Şifresi kitabıyla bizlere tanıtan Nancy Pickard, bu kitabında da kahramanını, insan doğasının en karanlık yönlerine doğru akıl almaz bir yolculuğa çıkarıyor.
Cinayet İlanıALTIN KİTAPLAR-KAMPANYAAgatha Christie2402007 Yerel Gazette’de çıkan garip cinayet ilanı, Jane Marple dahil tüm Chipping Cleghorn köyü sakinlerini heyecanlı bir bekleyişe sürük-lemiştir: 29 Ekim, Cuma günü, saat 18.30’ da Little Paddocks’ta cinayet işlenecektir.Bu çocukça bir şaka mıydı, yoksa zavallı Letitia Blacklock’u korkutmak için yapılan bir oyun muydu? Bu esrarengiz davetiyeye karşı koyamayanlar belirtilen zamanda Little Paddocks’un kapısında belirirler ve ışıklar söner…Agatha Christie polisiye yazarlar tahtından asla inmeyecek. Her zamanki gibi zekice kurgulanmış bir eser…A. A. Milne
Cinayetin SimyasıSAYFA6 YAYINLARICarol McCleary4882012 Nellie Bly, zekâsı ve merakı sayesinde Joseph Pulitzer’in New York World gazetesinde ABD’nin ilk kadın araştırmacı gazetecisiolmayı başarır. Dik kafalı, ısrarcı ve en az karşılaştığı erkekler kadar güçlü bir kadın olan Nellie bir yazı dizisi hazırlamak üzerehasta rolü yaparak akıl hastanesine yatar. Amacı buradaki kötü koşulları içeriden bir gözle anlatmakken, hiç hesapta olmayanşeylerle karşılaşır ve bir cinayete tanık olur. Nellie kadınları, özellikle de fahişeleri öldüren seri katilin peşine düşmeye karar verir.New York’un arka sokaklarında başlayan kovalamaca, Londra’da devam eder. Katilin bir sonraki durağıysa, karahummanın kolgezdiği, anarşistlerin hükümeti devirmek için türlü tuzaklar kurduğu Paris’tir.Nellie’nin yolu Paris’te Jules Verne, Louis Pasteur ve Oscar Wilde ile kesişecektir. Kahramanımız bu üç özel insanın yardımıylakatili bulabilecek mi?Katile gelince, cinayet ve çılgınlığı bilimle birleştiren, bilimin karanlık yüzüne tutkun bu adam acaba kim?Okumaya başladığınız andan itibaren elinizden bırakamayacağınız heyecan dolu, muhteşem bir roman…
Cinayetler KulübüALTIN KİTAPLARAgatha Christie1922001 Miss Marple ve yeğeni Raymond West, antikalarla dolu evlerinde konuklarını ağırlıyorlardı. Aralarında Scotland Yard’ın eski polis şefinin de bulunduğu topluluk, ateşli bir tartışmaya dalmıştı. Ancak tartıştıkları konular hiç de sıradan değildi. Hepsi fikirlerini ortaya koyarak, esrarı çözülmemiş cinayetleri aydınlatmaya çalışıyorlardı.
Damga  0   
Dar KapıTimaşAndre GIDE1262003  
Darbe Yargısının SonuTİMAŞ YAYIN GRUBU – KAMPANYAOsman Can1922010 Türkiye’de yargıyı düzenleyen aktörler, 1930’lu yıllardan itibaren adaleti sağlamak yerine, ideolojik kaygıları doğrultusunda toplumu şekillendirmeyi asli görevleri olarak benimsediler. Bu misyonu yerine getirme yolunda en büyük yardımcıları ise darbecilerin hazırladıkları anayasa ve yasalar oldu.Yargı sistemi, bugüne dek siyasetin alanını daraltarak toplumsal problemlerin çözümünü engelledi. Ancak Türkiye toplumu artık bir dönüşüm gerçekleştirdi ve bu dönüşüme ayak uyduramayan yapıları değiştiriyor. YArgı sistemi içerisinde de bu sürece paralel olarak sağlıklı düşünebilen hukukçular çıkmaya başlıyor.Son zamanlarda yaptığı demokratik çıkışlarla tanıdığımız Osman Can bu genç kuşağın ilk temsilcisi. Köhnemiş yargı sistemi içerisinden yükselen taze bir ses. Akademisyen kinliğinin yanında bürokratik bir deneyime de sahip olan Osman Can, ideolojik temelleri 1930’larda atılan, 27 Mayıs Darbesiyle Anayasal düzeyde kurumsallaştırılan yargı sistemimizin yapısını ve yarattığı sonuçları ele aldığı kitabında referandum sürecini ve sağlıklı bir yargı sistemine kavuşmanın yollarını anlatıyor.-Ergenekon, tanrıların vurulduğu bir davadır!-Yargı ideolojik bir silaha dönüştürüldü!-İstiklal Mahkemeleri bir terör aygıtı gibi çalıştı.-27 Mayıs’ta solcu, 12 Eylül’de dindar bir Atatürk yaratıldı!-Yassıada yargılamaları cübbeli terördür.-Yüksek yargının referanslarında demokrasi ve özgürlük yoktur.-Laikliğin amacı özgürlük değilse bir değeri var mıdır?
Dedektif Auguste Dupin Öyküleri (Ciltsiz)TÜRKİYE İŞ BANKASI KÜLTÜR YAYINLARIEdgar Allan Poe1252016 Edgar Allan Poe (1809-1849): Topu topu kırk yıl süren çalkantılı yaşantısına karşın, şiirleri, öyküleri ve denemeleriyle, çığıraçıcı etkisini günümüzde de sürdüren en önemli 19. yüzyıl yazarlarındandır.Elinizdeki kitaptaysa; akıl yürütme ve çözümleme teknikleriyle, Poe’nun dünya edebiyatına armağan ettiği ilk dedektif Auguste Dupin ve onun üç sıradışı macerası yer almaktadır.Memet Fuat (1926-2002); Yeni Dergi ve de Yayınevi kadar, denemeleri, derlemeleri ve çevirileriyle de, tartışmasız, edebiyatımızın son büyükantrenör-editörüydü.Yurdanur Salman (1937); Memet Fuat’ınde Yayınevi’nden aldığı eli, çeviri, dergi yayıncılığı ve öğretmenlik gibi tüm etkinlik alanlarında yaratıcı bir titizlikle sürdüren günümüzün en önemliçevirmen-yazarlarındandır.Deniz Hakyemez (1975); Bugüne dek Swift’ten Nadine Gordimer’a yaptığı çevirilerle, ustalarından aldığı bayrağı en iyi biçimde taşıyacağını kanıtlamış yeni kuşak çevirmenlerindendir.
Deli DoktoruPALTO YAYINEVİMachado de Assis722014 “Machado de Assis Brezilya’nın en büyük yazarıdır. Tolstoy’un Rusya’nın en büyük yazarı olması gibi… Tek fark, de Assis’in bir Yasnaya Polyana’sının olmaması.”HAROLD BLOOM”Büyük bir ironi sanatçısı ve trajik bir komedyen… Kitaplarındaki en komik anlarda, acıyı, bizi güldürerek vurgulamıştır. Beckett gibi, acı çekmenin ironisini yapmıştır.”PHILIP ROTH
Derviş Öyküleri  0   
Dikkat Eksikliği Tedavisinde Yeni YaklaşımlarNÖROKEYRamazan Şimşek2902014 Uzman Psikolog Ramazan Şimşek tarafından en son bilimsel araştırmalara dayalı olarak ve yılların tecrübesiyle hazırlanmış olan, etkili dikkat ve konsantrasyon egzersizleri ve vaka örnekleri ile zenginleştirilmiş bu kaynak kitap, anne babalar için aşağıdaki konularda önemli bilgiler sunan bir rehberdir:Dikkat eksikliğinde yeni yaklaşımlar ve ilaçsız çözüm yolları nelerdir? Dikkat eksikliği tedavisinde kullanılan ilaçların bilinmeyen yönleri nelerdir? Disleksi nedir? Dikkat eksikliği ile ilişkisi ve çözüm yolları nelerdir? Nörofidbek (neurofeedback) yöntemi yararlı mı?Beyninizin hangi lobunu kullanıyorsunuz?Sağ ve sol beyni geliştirmek için neler yapmalı?Ders çalışmakta zorlanan öğrencilere nasıl yaklaşılmalı?Dikkat ve öğrenme için zararlı ve yararlı besinler hangileridir?
Dinle Küçük Adam (Cep Boy)AVRUPA YAKASI YAYINLARIWilhelm Reich1602012 Wilhelm Reich, bir psikanalist ve psikiyatrist, doğa bilimci, bir mühendis. Çok yönlülüğün en abartılı birlikteliğini kendinde barındıran bir dahi… Dinle Küçük Adam’da, bir özeleştiri, bir içsel konuşma tarzında başlayan cümleler bir müddet sonra ardı ardına küçük adam üzerine boşaltılan ironi ile karışık bir öfke sağanağını andırıyor ve kitabın sonunda öfke dinginliğe erişerek bilgelikle buluşturuluyor, okuyucu ile bir barış sağlanıyor.Kitap, toplumsal devrimlerin ana malzemesi olan insanı, birey oluşundan ayırarak kendini bile öğüten kitlesel bir makinaya dönüşmesine isyan niteliği taşıyor. Başka bir deyişle Reich “Dinle Küçük Adam” ile bireyin kitleler içindeki yalnızlığı ve değersizliğine ve korkaklığına baş kaldırının sancılarını çığlıklaştırmıştır. Defalarca okunası bir kitap niteliğinde olan “Dinle Küçük Adam”, ismi gibi küçük hacimli ve anlam yoğunluğu olarak büyük bir yapıttır.
Doctor Who: 11 Doktor 11 Öykü (Ciltli Özel Baskı)İTHAKİ YAYINLARINeil Gaiman, Eoin Colfer5042015 Tüm evrende nam salmış biri olmasının yanı sıra, yaşayan her bir canlının eşsiz olduğunu bilen Doktor, Gallifrey’de yaşayan ya da yaşamış Zaman Lordlarının belki de en farklısı. Ödünç aldığını iddia ettiği zaman makinesi TARDIS’i, yüzlerce yıllık hayatı boyunca yanından eksik olmayan yol arkadaşları ve nereye giderse gitsin, en az yol arkadaşları kadar ona bağlı olup peşini bırakmayan düşmanlarıyla bir kahramandan daha fazlası. Televizyon tarihinin en uzun soluklu dizisi Doctor Who’nun ellinci yılı adına, o güne kadar hayat bulmuş on bir Doktor için yazılan on bir öykü; Doktor’un kahramanlık, zekâ ve mizah dolu yepyeni maceralarını bir araya getiriyor. 11 Doktor 11 Öykü için kalemlerini eline alan on bir yazar bu kitapla birlikte Doctor Who efsanesini, olabilecek en kusursuz biçimde yaşatmayı sürdürüyor. İthaki Yayınları’nın 1000. kitabı olan 11 Doktor 11 Öykü için, bugün galaksimizde yaşayan en ilginç yazarlar, her bir Doktor için yeni bir macera yarattılar!
Doctor Who: ShadaİTHAKİ YAYINLARIGareth Roberts4482016 Kendine has üslubuyla tanıdığımız usta bilimkurgu yazarı Douglas Adams, efsanevi Doctor Who dizisi için yazılmış ancak televizyonda yayınlanma fırsatını yakalayamamış bir senaryoyla karşımızda. Doctor Who takipçilerinin yakından tanıdığı yazar Gareth Roberts’ın ustaca romanlaştırdığı bu eserde, bizi sürükleyici bir macera bekliyor.Doktor’un eski dostu, Zaman Lordu Profesör Chronotis emeklilik hayatını Cambridge Üniversitesi’nde sürdürmektedir – yanında birkaç zararsız eşya da getirmiştir. Fakat bunların arasında, Gallifrey’in Muhterem ve Kadim Yasalar’ı da vardır. Üstüne üstlük bu kitabı, dünyadan haberi olmayan yüksek lisans öğrencisi Chris Parsons’a pervasızca ödünç vermiştir. Muhterem ve Kadim Yasalar evrendeki en tehlikeli eserlerden biridir ve yanlış ellere geçmesi felaketle sonuçlanabilir. Sinsi Skagra’nın kitabı elde etmesi ise, olabilecek en kötü şeydir. Skagra, evrene hükmetme eğilimli iflah olmaz bir sadist ve egoisttir. Üstelik Cambridge’e doğru yola çıkmıştır: Hedefi de kitap ve Doktor’dur…
Doktor Çehov’dan ÖykülerCAN YAYINLARIAnton Çehov2482010 “Tıp, nikâhlı karım benim, edebiyat ise metresim. Birine kızarsam, geceyi öbürüyle geçiriyorum. Bu davranışımı belki biraz uygunsuz bulabilirsin, ama en azından sıkıcı değil. Hem zaten, benim bu ikiyüzlülüğümden ikisinin de bir şey kaybettiği yok!”Kısa öykünün büyük ustası Anton Çehov (1860-1904), dostu ve yayıncısı Aleksey Suvorin’e 1888’de yazdığı bir mektupta böyle bir ‘aşk reçetesi’ sunuyordu. Dünya edebiyatına, öykü sanatını temelinden değiştiren yüzlerce öykü; tiyatro sanatına Martı, Vanya Dayı, Üç Kızkardeş ve Vişne Bahçesi gibi başyapıtlar armağan eden Çehov, aynı zamanda iyi bir hekimdi. Hekimliğinden de gelen gözlem gücüyle tıp, hastalar, hastalıklar, hastaneler, hekimler üstüne öyküler de kaleme almıştı. Doktor Çehov’dan Öyküler’de, onun bu tür öykülerini ilk kez bir araya getirdik. Çehov’un bu kitaptaki karakterlerine, hastalarına gösterdiği sevecenlik ve insancıllıkla yaklaştığını; gündelik yaşamın bağrından gelen, umarsız karakterlerini, tıpkı hastaları gibi, hep ‘iyileştirmeye’ çalıştığını göreceksiniz. Tıpkı Shakespeare ve Dostoyevski gibi, Çehov da, her zaman hemşerimiz ve çağdaşımız olan yazarlardan.
Don Quijote (2 Cilt Takım Kutulu) / La Mancha’lı Yaratıcı AsilzadeYAPI KREDİ YAYINLARIMiguel de Cervantes Saavedra9202017 “Romanın ‘öz’ babası Miguel de Cervantes Saavedra, kendisini izleyen tüm romancıları yapıtlarının ‘üvey’ babası konumuna düşüreceğini -çünkü Don Quijote’den şu ya da bu biçimde etkilenmemiş tek büyük romancı yoktur- (…) okuruna seslenirken bilebilir miydi?”Jale Parlanın yerinde saptamalarıyla: “Shekaspeare’le birlikte belki de ilk kez ‘modern’ okuru düşleyen” ve sadece “şövalye romanları”nınn değil, “Rönesans’ta kullanılan bütün yazınsal türlerin otoritesini yıkan” bu öncü yazarın, “1605 yılından beri en çok okunan, en çok sevilen, en çok yorumlanan ve yeniden en çok yazılan” ve belki postmodern anlatıyı bile dört yüzyıl önceden haber veren bu öncü romanı, ilk kez tam anlamıyla Tükçede.La Mancha’lı Yaratıcı Asilzade Don Quijote, Roza Hakmen’in İspanyolca aslından yaptığı tam metin çeviriyle (ve Ahmet Güntan’ın şiir çevirileriyle) nihayet dilimizde.
Dört ArketipMETİS YAYINLARICarl Gustav Jung1442015 Tıp ve psikiyatri kökenli bir ruh çözümlemecisi olan Jung’un, psikolojik tiplemeler, komplekler teorisi ve sözcük çağrışım testi gibi özgün bilimsel katkıları günümüz psikolojisi ve psikiyatrisi içinde hâlâ yerini korumaktadır. Bunun ötesinde, bugün Jung’u bir ekol olarak anmamızın nedeni, bütün insan bilimlerine yansıyan türev ve etkileriyle “simge” alanındaki çalışmaları, ve kişisel ya da kolektif bilinçdışının dinamiklerini ve görüngülerini irdeleyen yapıtlarıdır. Jung düşüncesinin antropolojiden teoloji ve felsefeye, etnolojiden sosyolojiye çok geniş bir alanda kalıcı izleri vardır.
Drive & Nasıl Motive Oluruz? Nasıl Motive Ederiz?MEDİACAT KİTAPLARIDaniel H. Pink2562017 Drıve, sizi düşünmeye ve harekete geçmeye teşvik eden nadir kitaplardan. Yazar, ortaya koyduğu güçlü ve bilimsel savlarla motivasyon olgusunu yeniden düşünmemizi sağlarken, bize hayatımızı değiştirmek için ihtiyaç duyacağımız araçları da sağlıyor.” Dr. Mehmet ÖzJohnny Bunko’nun Maceraları ve Aklın Yeni Sınırları kitaplarının yazarı Daniel H. Pink, bizi gerçekte nelerin motive ettiğine dair, bildik tüm klişeleri kıran bir kitapla karşımızda. Pink, klişeleri kırmakla kalmıyor, bu yeni bilgilerle daha verimli çalışmanın, daha iyi yaşamanın yollarını da gösteriyor.Birçoğumuz, kendimizi ve başkalarını motive etmenin en iyi yolunun para gibi harici ödüller olduğunu düşünür, ödül-ceza sisteminin etkinliğine inanırız. Daniel H. Pink, kışkırtıcı ve ikna edici yeni kitabında bunun bir yanılgı olduğunu söylüyor.Pink, insan motivasyonu konusunda yapılmış kırk yıllık bilimsel araştırma birikimine dayanarak yazdığı bu kitabında, bilimin bildiği ile iş dünyasının yaptığı arasındaki uçuruma dikkat çekiyor ve bunun hayatımızın her boyutunu nasıl etkilediğini irdeliyor.
Dünyaca Ünlü İşletmelerde İnsan Kaynakları Yönetimi UygulamalarıEĞİTİM KİTABEVİYrd.Doç.Dr. Ayşe Kocabacak, Habibe Tosun2082015 Bilişim teknolojilerini İKY için nasıl kullanıyorlar?İK departmanı: Dostumuz mu? Düşmanımız mı?İnsan kaynakları CEO’larının söyledikleriÇalışanların gözünden İK uygulamalarıFarklı kültürlerin İKY yansımalarıKüresel insan sermayesinin önemiÇalışanlar için neler yapıyorlar?Kariyer gelişimi için yapılanlarKriz dönemlerinde İKYİKY ve halef yönetimiİşe alım stratejileriEğitim yöntemleri
Efendi UyanıyorMAYA KİTAPH. G. Wells2882016 Nadir görülen bir uykusuzluk hastalığından mustarip olan Graham, en sonunda uyumayı başarır. Ne var ki bu kez 200 yıllık trans halinde bir uykuya dalacaktır. Uyandığında ise, banka hesabına işleyen faizler sayesinde dünyanın en zengin ve en güçlü adamı olduğunu öğrenir. O artık bambaşka ve hiç tanımadığı bir dünyada yaşamaktadır. Dünyanın tek efendisi ve sahibi odur! Graham uyuduğu sırada servetini idare eden Konsey, tüm gezegene hüküm süren son derece karanlık ve acımasız bir sistem kurmuştur. İnsanların bir kurtarıcı olarak gördüğü Graham’den beklenen, toplumu bu korkunç despotlardan kurtarmasıdır. Günümüzden bir asır önce yazılmış olmasına rağmen geleceğe dair yerinde tahminlerinin yanı sıra toplumsal adaletsizlikle boğuşan bir dünyayı tasvir eden Efendi Uyanıyor, Wells’in klasikleşmiş eserlerinden biri.  “Politik bilimkurgu ve distopya sevenler için kaçırılmaması gereken bir eser…”   
Efsaneler ve Gerçekler / Küller Altında Yakın Tarih 3TİMAŞ YAYINLARIMustafa Armağan2402014 Mustafa Armağan’ın Küller Altında Yakın Tarih serisi adı altında başladığı “yakın tarih” yolculuğu, Efsaneler ve Gerçekler’le devam ediyor. Kitabın satırlarında ilerlerken yakın tarih örtülerinden sıyrılışına tanık olacaksınız.* 1930’lu yıllar Cumhuriyet’in Altınçağ’ı sayılır mı?* Kurtuluş Savaşında hangi ABD Başkanı’ndan medet ummuştuk?* Atatürk Kuzey Irak’a neden girmek istemedi?* Karabekir’in Atatürk’ü Cumhurbaşkanlığından indirme formülü neydi?* Musul defterini nasıl ucuza kapadık?* Atatürk ve Hitler ekonomik ilişki kurmuşlar mıydı?* Atatürk hangi karikatürcüye ‘Artık çizme’ demişti?* Hangi Cumhurbaşkanı darbecilere silah çekmişti?* İnönü Sezer formülü ile mi cumhurbaşkanı seçilmişti?* Kim Amerikancıydı: Menderes mi, İnönü mü?* Cemal Gürsel, Menderes’e Cumhurbaşkanlığını teklif etmiş miydi?* Mevhibe İnönü başını nasıl açmıştı?* CHP gençliği hangi Çanakkale rezaletine imza atmıştı?* Onuncu Yıl Marşı’nın bestesi çalıntı mıydı?* Lozan Sevr’in hafifletilmişi miydi?* Atatürk’ün Sansürlenen Fotoğrafları !
En Güzel FıkralarGÜL YAYINLARIÖmer Temur200  Fıkralar; günlük hayatımıza renk katan, düşüncenin dayanılmaz yorğunluğunu hafifleten, kimseyi incitmeden eleştiri imkanı sağlayan bir edebiyat türüdür. Bazan yazmakta zorlandığımız en zor bir fikri, bir fıkra ile çok kolay, hem de mahzursuz şekilde ifade edebiliriz. Bazan bir kitapta ancak izah edebileceğimiz bir gerçeği, bir fıkra ile en iyi şekilde ortaya koyabiliriz. Bu bakımdan fıkraları sadece bir eğlence ve gülmece aracı olarak düşünmek yanlıştır.
En Güzel Fıkralar AntolojisiUYSAL KİTABEVİ -KONYA- 3041999 Dediklerin doğruysaAdamın biri, köyden panayıra satmak için bir inek götürmüş, tellala vermiş… Tellal ineğin yularından tutmuş, başlamış dolanmaya, Hem dolanıyor, hem bağırıyor:- Bu inek soyludur, bu inek boyludur, cinstir, 60 okka süt verir, altı aylık gebedir!…Köylü tellalın yanına yanaşmış, kulağına eğilmiş:- Bana bak! Dediklerin doğruysa, ben bu ineği satmaktan vazgeçtim…
Ergenekon’un ŞifreleriPOPÜLER YAYINLARIAli Erkan Kavaklı3442009 Ali Erkan Kavaklı yüzyılın olayı Ergenekon’u romanlaştırdı. Danıştay saldırısı, Sauna davası, Özel Harekât Dairesinde görevli subayların karıştığı, başbakana suikast düzenlemek için çalışan Atabeyler çetesi, Hrant Dink cinayeti, Malatya’da Zirve dergisindeki infazlar, “Eldiven” kod adlı darbe planları, Jitem’in silah depoları, Ümraniye el bombaları, Yzb. Fikret Emek’in evinde bulunan kanas suikast silahı ve bombalar, Jitem kurucusu Veli Küçük’ün azmettirdiği cinayetler, Jitemci Albay Arif Doğan’ın Beykoz Çavuşbaşı’nda keşfedilen Ergenekon’a ait silah deposu, öldürüldükten sonra Ankara’nın Kırıkkale yoluna atılan Bnb. Cem Ersever’in tabancası, silahı ve dosyaları… Nefes kesen oylalar, takipler, sorgulamalar, soruşturmalar…Doç. Hablemitoğlu, Özdemir Sabancı, Üzeyir Garih, Org. Eşref Bitlis, İbrahim Çiftçi cinayetleri, Bingöl’de şehit edilen 33 erin öldürülmesini azmettiren korkunç örgüt Ergenekon’un hikâyesi…Sarıkız, Ayışığı, Eldiven darbe planları ve Türkiye’nin derin tarihi, derin gerçekler, derin çete cinayetleri…İtiraf Ediyorum, İntikam, Cehennem Vadisi, Mafya Kıskacında Vurgun serisinin beşinci kitabı elinizde. Polisiye ve macera sevenlerin bir solukta okuyacağı ülkemizin derin gerçeklerini anlatan nefes kesen bir macera romanı…
Esrar-ı CinayatBORDO SİYAHAhmet Mithat Efendi298  Ahmed Mithat Efendi’nin, yazınımızda polisiye romanın ilk örneği sayılan Esrâr-ı Cinâyât (Cinâyetlerin Sırrı) romanı, hem sürükleyici konusu, hem de yazarın kendisine özgü anlatımıyla dikkati çekmektedir. Bir gazetenin cinâyet haberiyle başlayan; zekî ve becerikli müstantik (polis detektifi) Osman Sabri, kılık değiştirme ustası olan yardımcısı Necmi ve kendisini halkın sesi olarak gören gazetesi yazarının çabalarıyla, yüksek düzeydeki bir görevlinin koruduğu kalpazan çetesinin ortaya çıkarılmasıyla sonuçlanan yapıt, yayımlandığı dönemde olduğu kadar bu gün de ilgiyle okunacak bir ustalıkla kaleme alınmıştır.Esrâr-ı Cinâyât: Ahmed Mithat’ın, polisiye roman türünde de usta bir yazar olduğunu kanıtlayan ürünü.
Etkili İnsanların 7 AlışkanlığıVARLIK YAYINLARIStephen R. Covey4222017 Kişisel, mesleki ve ailevi sorunların çözümünde ilke merkezli bir yaklaşım benimseyen ve toplam kalite anlayışının öncülerinden olan Stephen R. Covey, çarpıcı örneklerden yola çıkarak, aşama aşama, insana yaraşır biçimde dürüst, uyumlu, huzurlu, başarılı bir yaşam için değişime ayak uydurmamızı sağlayan alışkanlıkları belirliyor, değişimin yarattığı fırsatlardan yararlanabilmek için gerekli olan bilgelik ve güce ulaşmanın yollarını gösteriyor.
Evliya Çelebi Seyahatnamesi’nde Yemek Kültürü & Yorumlar ve Sistematik DizinKİTAP YAYINEVİMarianna Yerasimos3522014 Evliya Çelebi Seyahatname’sinde yer alan gıda maddeleri, yemek adları, mutfak-sofra araç gereçleri ve yiyecek-içecekle ilgili esnaf ve mekânlara dair bilgiler 17. yüzyıl Osmanlı dünyasının ve komşularının yemek kültürü için benzersiz bir veri tabanı oluşturuyor. Evliya Çelebi elli bir yıllık yolculukları sırasında şaşırtıcı bir titizlikle tam 2.246 gıda maddesi kaydetmiş. Bunlardan 480’i meyve; 303’ü tatlı; 255’i çorba, pilav, kebap turşu vb. yemekler; 241’i içecek; 232’si et, sakatat, tavuk ve yumurta; 193’ü hamur işi ve ekmek; 170’i sebze, tahıl ve baklagiller; 140’ı balık ve deniz mahlûkları; 105’i süt ürünleri; kalan 127’si de yağ, baharat ve çerez türü gıdalar. Seyyahın olağanüstü hoş ve nüktedan üslubuyla yemeklere dair anlattıkları hem Osmanlı beslenme alışkanlıkları konusunda bildiklerimizi zenginleştirerek destekliyor, hem de bu bilgilerin bir bölümünü yeniden gözden geçirmeye, sorgulamaya ve sofra kültürümüzü daha iyi tanımamıza yardımcı oluyor. Ayrıca bizi İstanbul’un, sarayın, yüksek rütbelilerin mutfaklarından çıkarıp 17. yüzyılın yöresel mutfakları ve “sokak tatları” ile tanıştırıyor. İstanbul, Trabzon, Bursa, Bitlis, Belgrat, Üsküp, Yanya, Saraybosna, Şam, Kahire, Kırım mutfaklarını ve sokak satıcılarını aktarırken, “Osmanlı mutfağı”nın sadece İstanbul saray mutfağıyla sınırlı olmadığını fısıldıyor, daha geniş bir coğrafyanın ve toplumsal kesimin mutfak anlayışıyla ilgili zengin ipuçları veriyor. Beş yıllık bir çalışmanın ürünü olan ve Evliya’nın anlattıklarının değerlendirilmesi yanı sıra seyyahın beslenmeye dair kaydettiği tüm verilerin sistematik Dizin’ini de içeren bu kitap yemek kültürüne ve tarihine ilgi duyan herkesin faydalanabileceği bir kaynak. Marianna Yerasimos’un 2002’de yayınlanan 500 Yıllık Osmanlı Mutfağı adlı kitabı bugüne dek Türkçe, İngilizce ve Yunanca dillerinde 11 baskı yaptı.
Fareler ve İnsanlarRemzi KitabeviJohn STEINBECK1202004  
Fedailerin Kalesi AlamutKORİDOR YAYINCILIKVladimir Bartol5102012 Hasan Sabbah’ın, Alamut Kalesi’nin, fedailerin ve cennet bahçelerinin hikayesiBir tarafta Hasan Sabbah’ın yeryüzü cennetiyle yeni tanışan güzel köleler, diğer tarafta onun en güvenilir savaşçıları olan fedailer. Sabbah’ın yarattığı cennetin içinde gözleri açıldığında hepsinin hayatı hiç umulmadık bir şekilde değişir.Hikaye 11. yüzyıl İranı’nda, kendini peygamber ilan eden Hasan Sabbah’ın, seçilmiş bir grup insanı intihar suikastçısına dönüştürerek bölgede hakimiyet kurmak için çılgınca ve aynı zamanda zekice bir plan tasarladığı Alamut Kalesi’nde geçmektedir. Güzel kadınların, yemyeşil bahçelerin, şarap ve haşhaşın göz boyadığı sanal bir cennet yaratan Sabbah, genç savaşçılarını emirlerine uydukları takdirde bu cennete gidebileceklerine inandırır. Kendilerini onun yoluna adayan, ölmeyi de öldürmeyi de göze almış olan bu küçük orduyla hükümdar sınıfına gözdağı verebileceğini düşünür. Sabbah kendi deyimiyle insanların saflığını kullanıp dine adanmışlığı politik emellerine alet eder. Artık kapılar onun için ardına kadar açılmıştır.
Gençlerle Başbaşa  0   
Genel Devlet KuramıİNKILAP KİTABEVİKarl Doehring3102002 “Devlet”in niteliği, kökeninde yatan itaat olgusunun dayanağı, yaptırım gücünün kaynağı hukukçular başta olmak üzere bütün toplum bilimcilerinin açıklamaya uğraştıkları bir alan olmuş ve ikibin yıldan fazla bir süre pek çok düşünür bu konuda mantıklı bir açıklama aramış -ama bulamamışlardır-. Devletin ülke, nüfus gibi bazı somut nitelikleri anlaşılabilmişse de onun gücünün asıl kaynağı ve itaat olgusunun meşruluğu bugüne kadar doyurucu biçimde açıklanamamıştır. İşte büyük hukukçu Karl Doehring bu yapıtında devleti doğal bir olgu kabul edip onun asıl geçerlilik nedenini hukuka bağlı olmasıyla açıklamış, böylece pek çok kuramı gereksiz duruma getirmiştir. Yazar devleti böylesine pratik açıdan incelerken “hukukun” yapılması ve uygulanması sırasında “devletin” düştüğü yanlışları da göstermiş, tam bir özgürlükçü kişiliğe sahip olmasına rağmen demokrasinin -vazgeçilmezliği kadar- büyük zaaflarını da açıkça gözler önüne koymuş ama bunları gidermenin tek çaresinin gene demokrasi olduğunu bilimsel bir yolla kanıtlamıştır.
Gerçek Kendilik – Gelişimsel Kendilik ve Nesne İlişkileri YaklaşımıPSİKOTERAPİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİM YAYINLARIJames F. Masterson2542014 GERÇEK KENDİLİKMasterson, gelişimsel duraklamaların kendiliğin gelişimini duraklattığını tespit etti. Bütün kişilik bozukluklarının aslında birer kendilik bozukluğunu ifade etti. Kendilik kavramının ayrı bir zihinsel yapı olduğunu, kendine ait bir gelişim çizgisi olduğunu, kendine ait psiko-patolojisi bulunduğunu ve kendine ait tanımlanabilen kapasiteleri olduğunu gösterdi. Elinizdeki bu kitapta, sahte kendiliğin karşısındaki, sağlıklı bir bireyin gerçek kendiliğinin hikâyesini bulacaksınız.
Gizli İkna TaktikleriYAKAMOZ YAYINCILIKKevin Hogan2402012 Gizli ikna Taktikleri, psikoloji, dilbilim, satış teknikleri ve iletişim alanındaki en son araştırmaların bir sentezini sunarak, dilediğiniz kişiyi, dilediğiniz konuda ikna edebilmenin yöntemlerini gösteriyor.Kitabı inceledikçe kullanabileceğiniz ve sahip olduğunuz becerileri geliştirebileceğiniz yeni fikirler ve teknikler bulacaksınız.Satış sektöründe çalışanlar Gizli İkna Taktikleri sayesinde satışlarını anında artırabilecek. Ne iş yapıyor olursanız olun, bu kitap işinizi daha iyi yapmanızı sağlayacak.Unutmayın, ikna sanatı sadece işyerinde değil; herkesin her an kullanması gereken bir beceridir.Hâlâ ikna olmadınız mı? O halde kitaba bir göz atın. Kesinlikle ikna olacaksınız..
Gizli Kapı – Arsen LüpenAVRUPA YAKASI YAYINLARIMaurice Leblanc2162013 Cesur ve dürüst hırsız Arsen Lüpen’in tek istediği, dostları Vaucheray ve Gilbert’ı ölümden kurtarmaktır. Bu yolda önüne çıkan tüm engelleri aşmaya kararlı olan Lüpen, kendini gizemli bir olayın ortasında bulur. Dostlarını kurtarmak isterken acaba kendisini koruyabilecek midir? Basit bir hırsızlık olayından polis teşkilatı, milletvekilleri ve Napolyon’un gizli cemiyetine dek uzanan bu zorlu macerada elbette Lüpen’in de söyleyecek sözü vardır. Fransızların usta polisiye yazarı Maurice Leblanc’ın Arsen Lüpen maceraları arasında, belki de en merak uyandırıcı ve sürükleyici olanı, Gizli Kapı’dır. Sıradan bir macera romanının ötesinde döneminin ahlak anlayışına ve hukuksuz uygulamalarına da ayna tutan bu eser, siz değerli okuyucularımıza gururla sunuyoruz.
Haklı Çıkma SanatıİMGE KİTABEVİ YAYINLARIArthur Schopenhauer862016 Schopenhauer, eristik diyalektiği hem kışkırtıcı hem de eğlenceli bir şekilde kaleme almıştır. İnsan neden onu sağ iken yayımlamadığına bir anlam veremiyor. Eserin bugün başvuru kitapları içinde bir “çok satan” olabileceğini düşünenler vardır. Çünkü kim rakibini doğru olmayan şeylerin ve yanlışların temsilcisi olarak utandırmak istemez ki? Filozofun bu başvuru kitabı elinizde olduğu sürece dert etmeyin; çünkü onun sayesinde uygunsuz durumlara düşmekten kaçınacaksınız, muhalifinizi de kepaze edeceksiniz. Filozofun bu eseri yeni başlamış hukukçulara, ilahiyatçılara, politikacılara, öğretmenlere, ebeveynlere, ergenlik çağındaki gençlere ve de devlet adamlarına şiddetle tavsiye olunur.
Harabelerin ÇiçeğiİNKILAP KİTABEVİReşat Nuri Güntekin240  Harabelerin Çiçeği, Reşat Nuri Güntekin’in “Cemil Nimet” takma adıyla yazdığı, 1918’de Zaman Gazetesinde tefrika edilen ilk romanı. Yoksul insanların sımsıcak, içten gülümseyişlerinden ışıyan bir güzelliğin çerçevesi. Çelişkiler, düşler, özleyişler ve acımasız bir hayatın zorlukları. Acılar ve sevinç. Umut ve sevgi. İnsanca yaşamanın anlamını resmeden bir eser.
Hayatın Tadını Kaçırmama SanatıPEGASUS YAYINLARIRafael Santandreu2802017 HAYAT ASLINDA ÇOK BASİT, ONU ZORLAŞTIRAN BİZİZ.  Hayata yaşamın tadını çıkarmak için geliyoruz; sevmek, öğrenmek ve keşfetmek için… Bunu da yalnızca korkularımızı yenip, hayatın tadını kaçırmama sanatını öğrendiğimizde başarabiliriz. İspanya’da ünlü bir klinik psikolog olan Rafael Santandreu önemli psikoloji kitaplarının izinden giderek hazırladığı bu kitabında psikolojik bir dönüşüm yaşamamız için bizlere pratik, net ve bilimsel açıdan kanıtlanmış yöntemler sunuyor. Kendi yaşadıklarının yanı sıra danışanlarıyla yaptığı terapilerden örnekler veren yazar, düşünce ve davranış şeklimizi nasıl değiştireceğimizi gösteriyor.  Her gün trafiğe takılıyor, haksızlığa uğradığımızı düşündüğümüz durumlarla karşılaşıyor, aldatılıyor, kendimizi küçük görüyor, saçma şeyleri takıntı haline getiriyor olabiliriz fakat hepsinin çözümü zihnimizde yatıyor, yalnızca bunun farkına varmamız için bazen birinin bize ışık tutması gerekebiliyor. İşte Hayatın Tadını Kaçırmama Sanatı da bir terapist yardımıyla ya da kendi kendimize çalışarak depresif, anksiyete sahibi, “korkunçlaştırmaya” eğilimli biriyken mutlu, huzurlu ve optimist bir insana dönüşebilmemiz için bize çok başarılı sonuçlar ortaya çıkaran bilişsel psikoloji yöntemlerini öğretiyor.  “Bilimsel açıdan sağlam temellere dayanan ve insanlara hayatlarını daha doyurucu ve mutlu yaşamaları konusunda yardım eden harika bir kitap.” Walter Riso  “Rafael Santandreu zihinlere ışık tutan bu kitabında kendi içimizde huzuru ve uyumu yakalayıp mutlu olmanın ipuçlarını paylaşıyor.” Ramiro Calle  “Bu kitap sayesinde pek çok insan kişisel dönüşüme ve duygusal rahatsızlıklarından kurtulmaya giden yolu keşfediyor.” La Vanguardia 
Hayatını Davasına Adayan Adam Bekir BerkNESİL YAYINLARIİhsan Atasoy3362004 “Sanki ayetler onun için yeni nazil oluyordu” diyor Osman Demirci hocaefendi. “Sahabiler Kur’an nazil olur olmaz, hemen hayatlarını ona uydururlardı. İlahi emirleri taze taze yaşarlardı. Bekir Berk de bu havadaydı. Çoğu zaman yatması yoktu. Dilekçelerini arabada yazardı. Kalktığı zaman Kur’an-ı kerim yeni nazil oluyor gibi, neyi emrediyorsa, onu yapmak üzere hayata başlardı.”Bekir Berk döneminin en tanınmış avukatıydı, en popüler hukuk adamıydı. Ama bunlar onu tanımlamakta çok aciz kelimeler. O tam anlamıyla inandığını yaşayan efsane bir şahsiyetti. Türkiye’nin dört bir yanında dava edilen din kardeşlerini kurtarmak için gece gündüz demeden, insan üstü bir gayretle koşturuyor ve hepsine de Allah’ın izniyle yetişiyordu.İmkansızlık diye bir sözcük yoktu hayatında. Olmayacak şartları zorluyor, araçların ulaşamadığı yerlerde yayan gidiyor, dağları, ormanları aşıyor, donma tehlikeleri geçiriyor, nice ölümlerden dönüyor, yine din kardeşlerini kurtarmak için hedefine ulaşıyordu.”Dağ ne kadar yüksek olursa olsun, üzerinden yol geçer” diyordu.Şu sözler de ona ait:”Hedefi vurmak için attım da vuramadım yok. Tereddüt ediyorsan atmayacaksın, gidip hedefi elinle vuracaksın.”Bu eser, Bekir Berk’in yol arkadaşları, can dostları tarafından aktarılan hatıralardan oluşuyor. Okudukça tüyleriniz diken diken olacak, gözleriniz dolacak, yüreğiniz heyecanla yerinden fırlayacak. Unutmayın ki, Bekir Berk’i tanımamak büyük bir eksikliktir.
Herkesin Bir Hikayesi Var  0   
Hiç Merak Ettiniz Mi? (Cep Boy)YAKAMOZ YAYINCILIKAli Bolat2482009 Evrene, doğaya, insana, hayvanlara ve gündelik yaşama dair birbirinden ilginç 235 sorunun cevabını bu kitapta bulabileceksiniz…İşte bu sorulardan bazıları:• Acaba balıklar su içer mi?• Doğuştan görme özürlüler rüya görür mü? • İnsanlar yüzerken de terler mi?• Çölde kar yağar mı?• Çift sarılı yumurtalardan çift civciv çıkar mı? • Neden gözlerimizi kırpıyoruz?• Horozlar neden sabahları erkenden öterler?• Bazen neden tüylerimiz diken diken olur?• Rüyamızda neden bağıramayız?• Ay neden yuvarlaktır?• Eskimolar buzdan evlerini nasıl ısıtırlar?• Balıklar nasıl uyur?• Denizaltı nasıl batar?• Bilgisayarlar nasıl satranç oynar?• Camın şeffaflığı nasıl sağlanır?
Hukuk ve Siyaset Ekseninde İnsan HaklarıÇİZGİ KİTABEVİReyhan Sunay2482013 Günümüze kadar geçirilen aşamalara paralel olarak insan haklarının, insanlığın ‘ortak değeri’ini oluşturan temel kavramlardan biri haline geldiğine şüphe bulunmamaktadır. Her insanın saygı görmesi gerektiği fikrine ilişkin olan insan hakları, insani var oluşa ilişkin bulunan, yoklukları durumunda insan olarak yaşanılamayan haklardır. Hangi inanç, kültür, zihniyet veya gelenek olursa olsun insan hakları kayıtsız kalınamayacak bir alandır. Kayıtsız kalınamaması bir gerçek olmakla birlikte insan hakları şüphesiz bütün kültürlerde ve zihniyet dünyalarında aynı şekilde algılanan ve değerlendirilen bir kavram da değildir. İnsan hakları; insanın anlamı, amacı, değeri, toplumsal bağlamdaki konumuyla ilişkilidir ve bunları farklı şekillerde belirleyen dünya görüşlerinin farklı yaklaşımlarına tabidir. Fakat bununla birlikte herkes açısından değişmeyen gerçek şudur: İnsan hakları, insan olarak kalmamızın ve kendimizi gerçekleştirmemizin temeli olan haklardır. Bu esastan hareket edildiğinde ‘bir insanın, insan haklarını ihlal etmenin, o kişiye sanki insan değilmiş gibi davranmakla aynı şey olduğu’sonucuna varılacaktır, insan hakları özü itibariyle; ırk, milliyet, din, cinsiyet veya kimliğimizi oluşturan diğer özelliklerden dolayı herhangi bir ayrıma tabi tutulmaksızın/herkes için onurlu bir hayatı güvence altına alma projesi’ olarak belirmektedir. Ne var ki önemine binaen insan haklarını ilgilendiren pek çok noktada anlam karmaşası ve belirsizlik söz konusudur. Bunun başlıca nedeni; kavramın, farklı disiplinlerce farklı şekillerde ele alınması ve değerlendirilmesidir. İnsan hakları dini, felsefi, tarihi ve sosyolojik alanda olduğu kadar hukuki, siyasi, ekonomik ve sosyal planda da karmaşık bir ilişkiler bütünü olarak ortaya çıkmaktadır. Bir konuda bütünü görebilmek, parçaların ortaya konulabilmesine bağlıdır. İnsan hakları da bu kuraldan muaf değildir. İnsan hakları hem yasal hem de ahlaki düzenlemelerin kapsamına girerler. Hem olanı hem de olması gerekeni dile getirirler. Hem soyut, hem somutturlar. Hukuki boyutları ve özellikleri kadar hukukun sınırlarını taşan özellikleri bulunmaktadır. Bu çalışmanın başlıca amacı da insan haklarını anlamaya yönelik temel öncülleri, hukuki ve hukuk ötesi boyutları bağlamında okuyucuya sunmaktır.
Hukuk, Ahlak ve Siyaset ÜzerineSAY YAYINLARIArthur Schopenhauer1282016 Bir insanın hayata daha adım atar atmaz kendisini içinde bulduğu maskeli balodan haberdar edilmesi çok önemlidir. Aksi halde karşılaştığında anlayamayacağı ve tahammül edemeyeceği, hatta şaşkınlıktan donup kalacağı birçok şey vardır; ve aslında en uzun ömürlü olanlar onlar olacaktır. Alçaklığın gördüğü himaye, erdemin çektiği aldırmazlık, hakikate ve büyük yeteneklere tahammülsüzlük hatta garazkârlık, bilim adamlarının kendi sahasındaki cehaleti, halis mamullerin neredeyse her zaman aşağılanması ve sadece sahtelerinin baş tacı edilmesi böyle bir şeydir sözgelimi.O yüzden gençler bu maskeli baloda elmaların balmumundan, çiçeklerin ipekten, balıkların mukavvadan yapılma ve istisnasız her şeyin oyun ve oyuncaktan ibaret olduğunu mutlaka öğrensinler. Birbirleriyle ciddi ciddi iş yapma azmi içerisindeki iki insandan birinin sahte mallar tedarik ettiğini, diğerinin de bunun karşılığında ona kalp paralar ödediğini onlara zamanında söylemek gerekir.
İkna YöntemleriALFA YAYINLARIRichard Maxwll, Robert Dickman2302014 Dünyanın en önemli kurumsal iletişim danışmanlarından Richard Maxwell ve Robert Dickman, İkna Yöntemleri ile pazarlama iletişimine renkli, yepyeni bir boyut getiriyor. Bu kitapta,İkna etmenin kurallarının ve kurgusunun her sektöre ve kuruma nasıl uyarlanacağını,Satışları artırmak, tüketicilerin aklında yer etmek için her markanın nasıl bir hikâyesi olması gerektiğini,İnsanların algılarını en çok ne tür hikâyelerin etkilediğini dünyaca tanınan markaların örnek olay incelemeleri ile birlikte okuyacaksınız.Maxwell ve Dickman, kurumsal danışmanlık ve sinema-televizyon dünyasındaki deneyimlerinden yola çıkarak, markalara ve onlardan sorumlu profesyonellere iknanın inanılmaz gücünü gösteriyor.
İlginç Psikiyatrik SendromlarOKUYAN US YAYINM. David Enoch, Hadrian N. Ball3782013 Psikiyatrik sendromlar, sadece alanın uzmanlarını değil, ruhu olan herkesi ilgilendirir. Hele bir de bu sendromların en acayip olanları bir kitapta toplanmışsa merak neredeyse kaçınılmaz olur.Kitaptaki örneklerin ne denli ilginç/az rastlanır olduğunu anlamak için birkaç alıntı yapalım isterseniz:•Kendisinin aslında ölü olduğuna inanan (!) biri olabilir mi: gittikçe kokmaya başladığını düşünen bir ölü hem de?! Cotard Sendromu tam da böyle bir şey!•Peki, yıllardır aynı yatağı paylaştığı karısının-kocasının aslında o olmadığına (!) inananlar var mıdır dersiniz?! Capgras Sendromunda bu tablonun ne denli dehşet verici olduğunu göreceksiniz.•Folie à Deuxda ise topyekün delirmeye şahit olacaksınız.Otello Sendromu, De Clérambault Sendromu (saf erotomani), Münchausen Sendromu, Gilles de la Tourette Sendromu ve diğer olağandışı sendromları güncel vaka örnekleriyle hatta yeri geldiğinde, tarihçede konuyla bağlantılı edebiyat veya tiyatro eserlerindeki görünümleriyle izlemeye ne dersiniz? 
İlk Öğretmen  0   
İnsanı Uçuruma Götüren SözlerNESİL YAYINLARIMehmed Paksu1722006 İnanan bir insan her konuda olduğu gibi, imanî meselelerde de ağzından çıkan sözlere dikkat etmeli, imana aykırı sözlerle dilini kirletmemelidir. Günlük hayatta çokça duyduğu-muz, bazen de farkında olmadan kullandığımız, “insanı uçuruma götüren” o kadar söz var ki…”Kader utansın”, “Burası Allah’ın unuttuğu yer”, “Seninle cennete bile girmem”, “Allah gelse, seni elimden alamaz!”, “Fala inanma, falsız da kalma”, “Yalansız iş mi var?”, “Kur’an çarpsın!”, “Kahpe felek!”, “Kahrolsun şeriat!”, “Âhirete gidip gelen mi var?” bu sözlerden sadece birkaçı.Mehmed Paksu bu kitapta, imana aykırı düşen, imana zarar veren bazı sözleri mercek altına aldı. İmanı koruma davasında büyük kayıplara yol açacak bu sözleri, her Müslüman’ın itinayla ve acilen hayatından çıkarması gerekir.
İvan İlyiçin ÖlümüTimaşTolstoy1122003  
İyi’den Mükemmel ŞirketeBOYNER HOLDİNG YAYINLARIJim Collins3362004 – “Vasat” bir şirket, kalıcı olarak “mükemmel” bir şirkete dönüşebilir mi?- Dönüşebilirse bu nasıl gerçekleşir?- Bir şirketin “iyi”den “mükemmel”e dönüşmesini sağlayan belirleyici özellikler nelerdir?Yazar Jim Collins, 5 yıl önce bu sorularına cevap bulmak üzere araştırma ekibindeki arkadaşları ile beraber ABD kökenli 1400’ün üzerinde şirketi inceledi. İşte bu kitap, vasat bir şirketin nasıl mükemmel ve aynı zamanda kalıcı başarılar elde eden bir şirkete dönüşebileceği konusunda, evrensel boyutta uygulanabilir araştırma bulgularını içeriyor.Kitap, ABD’de basıldığı 2001 yılından beri “İş Hayatı Kitapları” kategorisinde çok satanlar listesinin başından hiç düşmedi. Yazar mükemmele ulaşmanın; ünlü CEO’lar, en son teknolojik uygulamalar veya popüler değişim tekniklerini uygulamakla değil, doğru insanlarla doğru hedefe odaklanmış disiplin kültürünün hakim olduğu bir ortam yaratmakla gerçekleşebileceğini söylüyor. Bu savını da örneklerle ve gerçek şirket hikayeleriyle süslüyor. Jim Collins’e göre mükemmele ulaşma yolculuğunda değişim süreci, ilk aşamada enerji istemesine rağmen bir kez ivme kazandığında, aldığı enerjiden çok daha fazlasını veriyor. Bu nedenle vasatlığın içinde boğulmak yerine her organizasyon, kitabın sunduğu pratik yol haritasını takip ederek uzun dönemli mükemmelliğe ulaşabilir.
Kadim FelsefeİTHAKİ YAYINLARIAldous Huxley4802014 Cesur Yeni Dünya’nın yazarı Aldous Huxley, Kadim Felsefe’de okurlarını Doğu ve Batı’nın eskimeyen felsefi ve dini geleneklerinde eşsiz bir yolculuğa çıkarıyor. Kitap, Eckhart ve Buddha’dan Gazali ve Mevlana’ya kadar, içsel aydınlanmanın en önemli üstatlarından yapılan alıntılarla çok önemli bir antoloji görevi de görüyor.
Kafes / Bir Ekonomik Tetikçinin İtirafları 4APRIL YAYINCILIKJohn Perkins2542015 ÜZERİNE DÜŞENİ YAPMALISIN!Sistem kontrolden çıktı.Yeryüzünün insan ve doğal kaynaklarını milletlerin seçtiği hükümetler değil,CEO’lar yönetiyor.Medyayı, akademileri, sivil toplum örgütlerini yönettikleri gibi.Açlığın, cehaletin, savaşların, adaletsizliğin tam ortasında hepimiz düzenin birer parçasıyız.Kabul etmediğimiz gerçek ise şu:Sürekli eleştirdiğimiz sistemin ‘tüketici’ olarak vazgeçilmeziyiz.Büyük komplo teorilerini bir kenara bırakıp sisteme ağırlığımızı koymamızın zamanı geldi.Forbes 500 listesini insana, doğaya, hayata karşı adil şirketlerle, organizasyonlarla, örgütlerle dolduralım.Bir Ekonomik Tetikçinin İtirafları ile tüm dünyayı büyük uykudan uyandıran John Perkins, önceki kitaplarında ve Zeitgeist’te anlattıklarını son yılların gerçekleriyle birleştiriyor. Büyük Resim’i önümüze koyuyor.Gerçekçi, hayata geçirilmiş ve geçirilebilir çözümler öneriyor.“John Perkins, Kafes’te, derin analizler ve dramatik hikayelerle dünyayı aydınlatmakla kalmayıp, daha iyi bir toplum yaratmamız için bize pratik önerilerde bulunuyor.”-Howard Zinn
KahveVİVOGavin Fridell2002017 “Kahvenin dünyası değişiyor. On sekizinci yüzyılın sonundan beri küresel kahve ticaretindeki baskın temayül çekirdeklerin Güneyden Kuzeye hareketi olmuştu. Çekirdekler kölelik ve sömürgeciliğin uzun, şiddet dolu tarihinin derinliklerinden çıkarak daha yoksul Güneyli ülkelerde (çoğunlukla da eski sömürgelerde) yetiştirilmekte, oradan nakledilmekte ve zengin Kuzeyli ülkelerde (çoğunlukla o günkü ve eski emperyalist güçler) tüketilmekteydi. Kahve çekirdeği üretimi, tropik bölgelerde yetiştirilmek zorunda olan kahve çekirdeklerinin iklimsel gereksinimlerinden dolayı Güneydeki ağırlığını korumuştur. Ancak oyunun taraflarından bazıları değişmiştir. Örneğin Vietnam sadece birkaç on yılda adı sanı duyulmamış bir kahve ihracatçısı olmaktan çıkıp dünyanın en büyüklerinden biri haline gelmiştir. Bugün Vietnam’ın kahve ihracatı hacimce -her ikisi de kahve dünyasının geleneksel liderleri olan- Brezilya’nın ardından ve Kolombiya’nın önünde ikinci sırayı işgal etmektedir.   Temel değişimler “Güneyin yükselişi”nin ve Güney-Güney eksenli ticaretin ithalatlarında istikrarlı bir yükselişi ateşlediği Batı dışı ülkelerde, özellikle de üst-orta gelir düzeyindekilerde tüketim alanında da eşit derecede göze çarpar durumda. Hesaplamalar gelişmekte olan ülkelerdeki kahve tüketiminin 2020’de küresel tüketimin yüzde 50’sini teşkil edeceğini öngörüyor. Türkiye değişmekte olan bu tüketim kalıplarında kilit bir oyuncu haline gelmiştir. Türkiye 2013’te tüm dünyadaki kahve çekirdeği ithalatçıları arasında 30’uncu sıradaydı. Bu durum Türkiye’yi küçük bir Batı dışı ülke grubunun arkasına (Güney Kore, Cezayir, Malezya, Suudi Arabistan, Çin ve Mısır) ve bir sürü varlıklı ülkenin (Norveç, Slovakya, İsrail ve Macaristan dahil) üstüne konumlandırıyor. Ancak belki de en göze çarpan değişim büyüme oranlarında meydana gelmiştir. 1990 ile 2013 arasında Türkiye’nin kahve ithalatı 140.000 adet 60 kiloluk torbadan 842.000 adet 60 kiloluk torbaya yükseldi -yüzde 500’lük bir artış. Bu oran, köklü pek çok kahve piyasasındaki büyümenin kat be kat üzerindedir; kahve ithalatı aynı dönemde Almanya’da yüzde 55, Birleşik Devletler’de yüzde 29 artmış, Danimarka ve İsveç’te ise neredeyse hiç değişmemiştir.3 Güncel büyüme oranlarına bakılırsa Türkiye gelecek 5-10 yıl içerisinde birçok geleneksel kahve ithalatçısı ülkeyi sollayıp başat bir tüketici ülke konumuna yükselecek.   Elbette Türkiye’de Ortadoğu ve Kuzey Afrika boyunca kahvenin tarihi zaten uzun. Tahmin edilebileceği üzere Batı’da bu tarihe hakkettiği ağırlık verilmemiştir. Nitekim meşhur kahve tarihçisi Steven Topik kahvenin küresel olarak alınıp satılan bir meta haline gelmesinin Batı’nın sömürgeci olarak yayılması sonucu değil, Hindistanlı ve Arap tüccarların hâkim olduğu üç yüz yıllık uluslararası bir kahve ticaretinden doğduğunu gözlemlemiştir. Bu tüccarlar kahve çekirdeklerini Etiyopya ve Yemen’den Orta Asya ve Kuzey Afrika’da satmak için getirmişlerdi. Avrupalıların, on sekizinci ve on dokuzuncu yüzyıllarda Batı’da kahve tüketimini sürekli olarak arttırmaya yol açacak şekilde tedrici olarak küresel kahve ticaretinde söz sahibi olmaya başlamaları için on sekizinci yüzyılın sonunu beklemek gerekecekti. Yine de on beşinci yüzyıldan on sekizinci yüzyıla dek kahve üretiminde başı Avrupalılar değil Yemenliler çekmekteydi, Türkiye’deki “Kahve Yemen’den Gelir” türküsü de işte kaynağını buradan alır.”
KaikenDOĞAN KİTAPJean Christophe Grange3842013 Doğan güneş karardığında,Geçmiş, çıplak bir kılıç gibi keskinleştiğinde,Japonya artık bir anı değil, kâbus olduğunda,Kaiken’in zamanı gelmiş demektir.
Karamazov KardeşlerANTİK YAYINLARIFyodor Mihayloviç Dostoyevski7822011 Küçük bir Rus köyünde toprak sahibi olan Fedor Pavloviç Karamazov’un dehşetli, esrarengiz ölümü, kısa sürede yalnız yaşadığı beldenin değil bütün Rusya’nın ilgiyle takip ettiği bir dava haline gelir. Ölümden, toplumda hiç sevilmeyen, ömrünü ilkesizlikler üzerine kurmuş maktulün büyük oğlu Dimitri Karamazov mesul tutulmaktadır…Ne var ki; insanın bilgiyle donatılmış aklı ve maddi deliller, hayatın girift ve akıl almaz oyunları karşısında çoğu zaman aciz kalmakta ve kader ağlarını örmektedir…Dostoyevski gibi güçlü bir düşünür ve edebiyatçının hayat, ölüm, aşk, erdem, para, fikir, sanat, felsefe ve ruh bilimine dair bir ömür heybesinde biriktirdiklerinin muazzam bir kurguyla birleşmesinden doğan Karamazov Kardeşler, dünya durdukça önemini kaybetmeyecek olay ve insan örgüsüyle, dünya edebiyatının en önemli yapıtlarından olma özelliğini sonsuza dek koruyacaktır…
Karanlığın FaydalarıEVEREST YAYINLARIRor Wolf2752014 Karanlığın Faydaları acayip bir kitap. Kazalar, talihsizlikler, yanlış anlamalar, anlamsız yinelemeler, konu dışına çıkmalar, sinir bozucu diyaloglar, grotesk bir mizah ve rastlantısal karşılaşmalarla ilerleyen, gerçeküstü bir anti-roman, bir meta-kurmaca. Almanya’nın en yaratıcı isimlerinden, Magritte’in, Kafka’nın, Laurence Sterne’in, Robert Walser’in, Bela Tarr’ın uzak akrabası, şair, romancı, sanatçı Ror Wolf’un 79 adet kolajının eşik ettiği roman, gündelik hayatın olağanüstü sıkıcı ayrıntılarını bir araya getirerek fantastik bir düşsel evren yaratıyor, okurun, yazma ve okuma deneyiminin farkına varmasını sağlıyor.En güzeli, diye yazdım, yatağın üzerine uzanmak ve sallanmak, uzaklara doğru, en muazzam maceralara doğru, kalkmadan, bir kez bile yerinden doğrulmadan. Yabancı bölgeleri istila etmek demek ki çok basit, acele etmeden olabiliyor, bu güzel.
Katalonya’ya SelamBGST YAYINLARIGeorge Orwell2622014 “Sahtekârlığın evrensel düzeyde egemen olduğu dönemlerde, gerçeği söylemek devrimci bir eylemdir.”George OrwellGeorge Orwell’in 1938 yılında yayımlanan kitabı Katalonya’ya Selam, Orwell’in bir milis olarak katıldığı İspanya İç Savaşı’ndaki deneyimlerini konu alır. Orwell’in birinci elden tanıklığına dayanan bu kitap, faşizme karşı yürütülen savaşa ışık tutmanın yanı sıra İspanya’da başlayan toplumsal devrimi, cumhuriyetçiler cephesinde anarşistler ile komünistler arasındaki çatışmaları önyargılardan uzak bir yaklaşımla yansıtmaktadır. Ne var ki yayımlandığı dönemde açık ve çarpıcı içeriği sebebiyle uzunca bir dönem gözlerden uzak tutulmuş, gereken ilgiyi görmemiştir. Yazarın en ünlü kitaplarından 1984 ve Hayvan Çiftliği’nin olgusal arka planını merak edenler için Katalonya’ya Selam muhakkak okunması gereken bir kitaptır.“Katalonya’ya Selam bence George Orwell’in en önemli eseridir. İspanya İç Savaşı’na dair pek çok şey biliyor olmama rağmen, bu kitap benim için oldukça aydınlatıcı oldu … Orwell dürüst bir adamdı. Kendisini, ideolojik denetim sistemlerinden kurtarmaya Noam Chomsky
Katip Bartleby (Ciltli)TÜRKİYE İŞ BANKASI KÜLTÜR YAYINLARIHerman Melville722016 Herman Melville (1819-1891): Amerikan edebiyatının en büyük yazarlarından biridir. Küçük yaşta çalışmak zorunda kaldı, dört yılını denizlerde geçirdi. Bu tecrübesi tüm eserlerine, özellikle de en büyük eseri sayılan Moby Dick’e yansıdı. Moby Dick, Kâtip Bartleby, Benito Cereno, Billy Budd gibi bugün hepsi birer klasik olan eserler vermesine rağmen yaşarken pek ilgi görmeyen Melville, yirminci yüzyılın ilk yarısında âdeta yeniden keşfedildi. İlk kez 1853 yılında Putnam’s Monthly Magazine’de tefrikaedilen Kâtip Bartleby, 1856’da Piazza Tales adlı hikâye kitabında yayımlanmıştır. Melville bu kısa ama çarpıcı hikâyesinde “en iyi hayat en kolay hayattır inancına derinden bağlı” bir Wall-Street avukatının, “yapmamayı tercih eden” Bartleby’yi işe almasıyla bu inancının ve hayatının temellerinden sarsılmasını anlatır. Yirminci yüzyıl edebiyatını derinden etkileyen Bartleby dünya edebiyatının simge karakterlerinden biri, hayata karşı takınılan alabildiğine net bir tavrın ismidir. Kâtip Bartleby bir reddedişin, bir direnişin, nihayet insanın kendisi olarak kalma iradesinin ölümsüz simgesidir.
Kelimeler ArmonisiIŞIK YAYINLARISafvet Senih1151997 “Dil bir bakıma yapraklarını yenileyen ağaçlar gibidir. Bir kısım kelimeler dile girer. Bu, tabii bir hadisedir. Dildeki bu canlılığı görmemek, onun tabii bir varlık olduğunu inkar etmek olur. Yalnız bu gelişme ve değişmenin gelişigüzel olmadığına dikkat etmek gerekir. Bu ağaç nasıl zamana bağlı ve tabii olarak yaprak değiştirir ve bu gelişme köke, öze bağlı olarak meydana gelirse, dildeki kelime değişmeleri de öyle olur. Yaprakları atıp, nasıl başka yaprakların çıkmasını istemek mümkün değilse, kelimeleri keyfi olarak atıp yerine başkalarını koymak da o derece imkansızdır. Hele bir çınar yaprağı koparıp yerine mesela bir söğüt yaprağını tutturmak nasıl mümkün olamazsa, değişik ve yabancı bir ek ve kökle yapılan kelimeler de dil içinde öyle iğreti kalır. Ağaçta da dilde de gelişme ve değişmenin tabi olup, bünyeye uyması şarttır.”
Kendime DüşüncelerODA YAYINLARIMarcus Aurelius1422009 M.S. 161’de Roma İmparatoru olan Marcus Aurelius 121 yılının 26 Nisan gününde, Roma’da doğdu.180 yılının sonunda, ordusunu kırmakta olan bir salgın sarılığına tutuldu, imparatorlarının öleceğini anlayarak gözyaşlarını tutamayan askerlerine: «Niçin ağlıyorsunuz?» diye sordu Marcus Aurelius. «Hepinizin beni bulacağı yere, sadece, sizden önce gittiğimi bilmiyor musunuz?» dedi ve o günün akşamı, bir emri olup olmadığını öğrenmek için yanına gelen görevliye, «Beni artık bırakıp, doğacak güneşi bulmaya gidin, ben artık batıyorum» diye yanıt verdi, sonra uyumak üzereymiş gibi, başını örttü. 180 yılının 9 Nisan gecesiydi, 58 yaşında, hayata gözlerini yumdu.İmparator Filozof’un günümüzden 1848 yıl önce yazdığı bugün de geçerli olan, Doğa ve İnsan üzerine düşünceler bulacaksınız bu kitapta. Yazar; evrende insanın yerini, ne için var edildiğini iletiyor bize yazdıklarında.
Kır Zincirlerini Osmanlı (2. Kitap)UFUK KİTAPLARIMustafa Armağan2162004 Tarih, köleleştirebilir bizi. Aklımızı, fikrimizi, dünyamızı, hatta rüyalarımızı bir demir kafes içine alır ve kendi elimizle çattığımız umarsız bir kültürel hapishaneye dönüşebilir. Bu umutsuzluk pınarının yanı başında susuzluktan çatlarız. Baktığımız aynalardan nefret ederiz. Ve sonra sevgili hapishanemizden özlem duyulan bir dönem icad eder ve buna Çağ deriz. Ah o Altın Çağ, bizi bırakıp nerelere gitmiş, ufuklarımızı terk etmiştir! Oysa tarih özgürleştirebilir bizi. Gönüllü hapishanemizden firar yollarını gösterebilir, yer altından tüneller kazmamıza yardımcı olabilir. Yanı başında susuzluktan kırıldığımız pınarın varlığını hatırlatabilir bize. Yapmamız gereken şeyin, sadece ağzımızı suya değdirmek olduğunu fısıldayabilir. Özgürleştirir bizi kendisini (ve kendimizi) içerisine tıktığımız kafesin kapılarını bir bir açtıkça. Osmanlı tarihi, sessiz sedasız bir devrim yaşıyor son yıllarda. İçerisini tıkıldığı kafesin, kendisini (kendimizi) bağladığımız zincirlerin ağırlığından kurtulmaya başlıyor ve evine dönüyor. Mustafa Armağan, tarihin balta girmemiş ormanlarında çıktığı keşif yolculuğunda Osmanlı tarihinin bilinmeyen sayfalarını açarken, önünüze, aynı zamanda haksız yere horlanmış, itilip kakılmış bir tarihin kefaretini de ödüyor. Ona göre Osmanlı hala yaşıyor ve bizi küresel çağın çarkları arasında un ufak olmaktan koruyacak usturuplu tutamaklar uzatıyor. Kır Zincirlerini Osmanlı, Osmanlı’da gizli özgürleşme potansiyelini açığa çıkaran ve bugünün hapishanesine tıkılmış bizlere, çağların tabakaları arasında beyaz güvercinlere ısmarlanmış altın mesajlar yollayan bir kitap. Bir başka deyişle, tarihimizin özgürleşme macerasına açılan bir pencere.
Komplo Teorileri & Aynanın Ardında Kalan GerçeklerALFA YAYINLARIErol Mütercimler5652016 27 mayıs darbesinde Adnan Menderes’in Moskova’ya gitmek istemesi mi yol açtı? İmam Hatip okulları, Köy Enstitülerinde bir tepki midir? Orgeneral Eşref Bitlis’in uçağı Amerikan jetleri tarafından mı düşürüldü? AIDS Pentagon’un ürünü mü? 11 Eylül, ABD hükümeti tarafından daha önceden bilinen bir saldırı mıydı? ABD Büyükelçisi Edelman Türkiye’yi parçalamaya mı geldi?Ortadoğu’daki enerji kaynaklarını barındıran topraklar üzerine oynanan Amerika bir sonraki adımda Türkiye için ne planlıyor? Komplo teorileri, Türkiye’de bilen bilmeyen herkes tarafından sıkça kullanılan kavramlardan birisidir. Sözlüklere göre ‘komplo teorisi’ iç politika, uluslar arası ilişkiler, ekonomi, kısacası ve sosyal sorun ya da olayları gerçekte olduğundan farklı/uydurma parametrelerle değil, açık ya da özel kaynakların yayınlarında ortaya konan argümanları kullanarak bir mantık çerçevesinde değerlendirmektedir. ‘Komplo teorileri’ aslında senaryo yazmaktır. Dünyadaki hemen tüm istihbarat örgütleri ya ‘komplo’ kurar ya da ‘komplo teorisi’ yazarlar. Ülkemizde de komplo teorisi yazmak önemlidir çünkü bu, beyni boşaltmak, kuşku ve endişeleri paylaşmaktır. Yazılacak senaryolar politik aktörler ile karar vericilere yol gösterici olursa ki olmalıdır- bundan tüm toplum kazançlı çıkacaktır.
Konuşarak İkna PsikolojisiYAKAMOZ YAYINCILIKKevin Hogan3442016 doğuştan etkili iletişim yeteneğine sahip değildir; gerekli teknikleri ve stratejileri kullanarak iş ilişkilerinden özel ilişkilere kadar her alanda başarılı olmak için sonradan o hale gelirler. Yirmi yıldan daha uzun sürelik bir deneyime dayanarak Kevin Hogan gerçekten çok başarılı iletişimcilerin sırlarını açıklıyor. Bu kitapta sizin de kariyerinizde, en yakın ilişkilerinizde ve daha da önemlisi kendinizle ilişkinizde bu sırları nasıl kullanabileceğinizi gösteriyor.“Kevin Hogan hayatın her alanında gerçekten nasıl usta bir iletişimci olunacağını göstermede imkânsızı başarıyor.”Richard Brodie, (Microsoft Word’un yaratıcısı)“Bu çalışma düpedüz dahiyane!.. Eğer bu sırları bilen yalnızca ben olsaydım dünyayı yönetebilirdim.”Joe (Mr. Fire) Vitale
Kurşunlu Benzinin Gizli TarihiH2OJamie Lincoln Kitman1522014 Benzinden kurşunu arındırmıyorlar! Çünkü benzinin içinde zaten kurşun yoktur. Aksine birileri benzinin için kurşun katarak soluduğumuz havayı, suyumuzu, gıdalarımızı bilinen en korkunç zehirlerden biriyle, bir ağır metalle, çevremizden asla yok olamayacak kurşunla zehirlediler. Birileri salt çevreyi değil geçen yüzyılın başından beri atalarımızı, bizi ve çocuklarımızı zehirlediler. Üstelik benzine kurşun katılması hiç de gerekmediği halde.Arabanıza “kurşunsuz” benzin alıyorsunuz. Gönlünüz rahat değil mi? Ama aslında benzinden kurşunu arındırmıyorlar. Birilerinin düşünceli davranarak benzinde doğal yollarla oluşan kurşunu sizin için çıkardığını varsaymanız çok normal. Gelgelelim yanılıyorsunuz. Birileri koymadığı sürece benzinde kurşun zaten yoktur. Bu birileri de, bundan yaklaşık doksan yıl önce Amerika’nın önde gelen şirketlerinden başkası değildi; yani General Motors (GM), Du Pont ve (bugün Exxon olarak bilinen) Standard Oil-New Jersey. Bu şirketler bir araya geldiler ve sırf kârlarına kâr katmak maksadıyla bu meşhur zehri, kurşunu, benzinin içine kattılar. Kattılar ve soluduğumuz havayı, suyumuzu, gıdalarımızı bilinen en korkunç zehirlerden biriyle, bir ağır metalle, çevreden asla yok olmayacak kurşunla zehirlediler. Birileri salt çevreyi değil geçen yüzyılın başından beri atalarımızı, bizi ve çocuklarımızı da zehirlediler. Oysa otomobillerin çalışabilmesi için benzine kurşun katılmasını gerektirecek en küçük bir neden bulunmuyordu. Tabii benzine kurşun katma patentini alan bu şirketlerin bunu bir zorunluluk olarak pazarlayıp muazzam servetler elde etme planları dışında. Peki, devlet kurumları ve bilimadamları neden bu faciaya dur demedi? Bu yüzden neden Nazilerle işbirliği yapıldı? Kâr etmenin milliyeti olur mu? Neden üçüncü dünya ülkelerinde ve diğer pek çok yerde kurşunlu benzin hâlâ satılmaktadır?Endüstri devlerinin arşivlerinden ve ABD’nin devlet arşivlerinden elde edilen belgeler, yeni birçok akademik araştırma ve artık iyice mazide kalmış olan bu döneme ait kayıtların yanı sıra The Nation dergisi ve yazar Jamie Lincoln Kitman tarafından gerçekleştirilen düzinelerce röportaj bize, tarihin kara deliğine doğru sessizce ilerleyen bu kahredici ve alçakça girişilmiş ticari yatırımın, yani kurşunlu benzinin gerçek hikâyesini anlatıyor. Bu hikâyenin şimdi sil baştan anlatılması gerek.Bu hikâyenin, aktörlerinin, sahnelenen oyunun bilinmesi gerek: Kim bilir belki de böylelikle genetiği değiştirilmiş gıdalardan ilaca, elektronik ürünlerden uzun ömürlü şarj edilebilir pillere kadar, satın aldığımız tüm ürünlerde aynı senaryosunun tekrarlanıp tekrarlanmadığını sorgulayabiliriz.
Kuş Kitabı & Resim Sanatında KuşlarHEP KİTAPAngus Hyland, Kendra Wilson1602017 Kimi zaman en yakın dostlarımız, kimi zaman koruyucularımız, kimi zaman sevdiğimiz kitapların sevdiğimiz kahramanları… Kediler, köpekler, kuşlar. Zekâlarıyla bizi hayrete düşüren, tatlılıklarıyla en kötü günlerimizi bile güzelleştiren, varlıklarıyla umut veren hayvan dostlarımız bu defa da resim sanatındaki yansımalarıyla karşımızda. hep kitap, hayvansever okurlara, çevirdikleri her sayfada büyülenecekleri üç kitap sunuyor: Kedi Kitabı, Köpek Kitabı, Kuş Kitabı. Gökyüzünün sahipleri, barış ve özgürlük sembolleri, uçma yetenekleriyle sadece sanatçılara değil biliminsanlarına da ilham veren güzel yaratıklar… Kuşlarla ilgili öğrendiğimiz her bilgi biraz daha şaşırtır bizi. Bu kitaptaysa kuş cinsleriyle ilgili kısa bilgilerin yanı sıra dünyanın her yerinden sanatçıların çizimleri ve haklarında ufak anekdotlar yer alıyor. En küçük kuş türlerinden büyük, egzotik türlere kadar birbirinden güzel onlarca kuşun yer aldığı Kuş Kitabı, kuşseverler için muazzam bir armağan!
Kuşatma 1453TİMAŞ YAYINLARIOkay Tiryakioğlu2882017 Bir çağı kapayıp başka bir çağ açan İstanbul’un fethi, imparatorlukların ve insanların kaderinde farklı yankılar buldu. Zafer ve yenilgi kutuplarında birbirine zıt öyküler tarihin o unutulmaz anında buluştu. Kuşatma ve fetih, sadece siyasi manevralar, mezhep çatışmaları, askerî hazırlıklar ve çarpışma değil, aynı zamanda sultanların, imparatorların, paşaların ve askerlerin şahsî öyküsü anlamına geliyordu.Stratejik bir deha ve olağanüstü bir komutan olan, aynı zamanda yedi dil konuşup dönemin âlimlerinin terbiyesinden geçen, Avnî mahlasıyla şiirler yazan II. Mehmed, sultan ve fatih olmanın ötesinde iç hesaplaşmaları, tereddütleri, duygusallıkları olan yirmi bir yaşında bir gençti.“Kuşatma 1453” romanı, dünya tarihini değiştiren İstanbul’un fethinin ve fatihinin öyküsünü sürükleyici bir kurgu ve zengin tarihsel verilerle anlatıyor.***Konstantiniyye şehri ile sınırlı hale gelen Doğu Roma İmparatorluğu’nun çaresizliği, Latin istilasının Bizans halkında bıraktığı nefret ve bezginlik, gökten inecek Meryem’in şehri koruyacağı efsaneleriyle kendilerini avutan insanlar ve düşmanın hayal bile edemeyeceği donanmalara sahip genç sultan…Okay Tiryakioğlu’nun kaleminden, tarihin orta yerine saplanmış bir kılıç gibi duran muhteşem kuşatmayı soluk soluğa okuyacaksınız.“Bu kuşatma başarısız olursa eğer, muhaliflerinin babana gösterdikleri hoşgörüyü sana göstermeyeceklerini seziyorsun. Kaybedeceğin itibar kaybıyla tahtında uzun süre oturamayacağının hesabını yapmaya başlıyorsun. Böyle umutsuzluğa kapıldığın zamanlarda Peygamber’in, ‘Kostantiniyye, bir gün feth olunacaktır. Onu fetheden asker ne güzel asker, onu fetheden komutan ne güzel komutandır’ hadisini hatırlıyor, o komutanın sen olabileceğine dair muhteşem hayallere kapılıyorsun. Yüreğinde müthiş bir güç buluyorsun o anlarda. İşte şimdi yine durmuş, terli bedenin soğuk odanın içinde süratle soğurken, üzerini giyinmen için seni uyaran hizmetkârlarını duymuyorsun bile. Sonra savaş planları ve yeni baştan çizdirip durduğun haritaların üzerinde tekrar ince hesaplara gömülüyorsun…”
Kutadgu Bilig (Ciltli)TÜRKİYE İŞ BANKASI KÜLTÜR YAYINLARIYusuf Has Hacip5202015 Yusuf Has Hacib (yaklaşık 1019-1085): Balasagunlu Yusuf, 11. yüzyılın en önemli Türk şair ve düşünürleri arasında yer alır. Hakkındaki bilgiler büyük ölçüde eseri Kutadgu Bilig’deki ifadelere dayanır. Karahanlılar döneminde yaşamıştır. Balasagun’da yazmaya başladığı eserini Kaşgar’da tamamlamış, Karahanlı hükümdarı Ulu Buğra Han’a sunmuş ve has hacip unvanıyla ödüllendirilmiştir. İyi bir eğitim gördüğü, Arapça, Farsça ve İslam öncesi Türk kültürünü iyi bildiği anlaşılan Yusuf Has Hacib, eserinde devlet adamlarının niteliği, birey, toplum, devlet ilişkilerinin nasıl düzenlenmesi gerektiği üzerinde durmuş, yaşadığı toplumun geleneksel değerlerine uygun olarak iyiliği, erdemi ve akılcılığı önermiştir.
Kutsal Dedektiflik Bürosu / Dirk Gently Serisi cep boyKABALCI YAYINLARIDouglas Adams2802012 “Douglas Adams’tan Dirk Gently’nin Dedektiflik Bürosu, düşünen insanın üzerinde evrenden kaçmaca oynayabileceği bir kaykay.”Philadelphia Inquirer“Eski bir harika dedektifler geleneği vardır ve Dirk Gently kesinlikle bu gelenekten değil. Ancak onun kayıp kediyi bulma çabası bir hayaleti, bir zaman yolcusunu ve insanlığın yıkıcı bir sırrını ortaya çıkarır.Dedektif Gently’nin insan ırkını yok olmaktan kurtarma bedeli: ‘ücretsiz’!Çok satan Douglas Adams, son hayalet/korku/dedektif/zaman yolculuğu/romantik komedi destanında mizahının gücünü sonuna kadar artırır ve biz okurlar da bir kez daha ilham veren deliliğin sınırlarında düşecek gibi oluruz.”United Press International“Komik ve laubali bir parça delilikten hoşlanan herkes, Otostopçunun Galaksi Rehberi’nin yazarı Douglas Adams’ın bu yeni kitabına bayılacak.”San Diego Union
Merhaba Yenigün HikayeleriTİMAŞ YAYINLARIAsım Yıldırım2082012 Yaşadığımız haber dolu günlerin arasında bir nefeslik rahatlama hepimiz için şart aslında… Bu koşturmaca, ölünceye kadar da sanıyorum devam edecek. Ancak bu hızlı hayat akışı içinde, bu yüksek tempo içinde etrafta olup biteni görebilmek de oldukça zor. Hayatın gerçeklerinin farkına varabilmek için, biraz olsun durup soluklanarak etrafa göz atabilmek için, yaşadığımızı, insan olduğumuzu hissedebilmek için, arada sırada bir duraklama yapmak gerekiyor. Dörtlükleri yakmak ya da sağa park edip hayatın kendisini görebilmek gerekiyor.Samanyolu Televizyonu izleyicilerinin yakından tanıdığı bir yüz olan Asım Yıldırım, sabah kuşağında okuduğu öyküleri bir araya getirerek kitap haline getirdiği BİR YUDUM HİKAYE’nin beğenilmesi üzerine şimdi ikinci kitabı MERHABA YENİGÜN HİKAYELERİ karşınızda…Asım Yıldırım’ın özenli seçkisi ve derlemesiyle okurlara sunduğu bu öyküler arasında, hayata, aşka, inanca ve ölüme dair ders alınacak onlarca öyküyü bulacaksınız.
Modern Hukukun KaderiDOST KİTABEVİDuncan Kennedy2122017 Günümüzün önemli kuramcılarından Duncan Kennedy, hukuk kuramının ve uygulamasının tartışmalı meselelerini masaya yatırırken, hukukçu olanların ve olmayanların hukuk hakkındaki ezberlerini yerle bir ediyor. Metodolojik yaklaşımıyla, kurucularından olduğu Eleştirel Hukuk Çalışmaları çerçevesinde, hukuk kuramına hâkim büyük anlatılardan şüphe duymaya çağırıyor. Toprak rejimlerinden iş hukukuna, Osmanlı Imparatorluğu’ndan Meksika’ya, Vatikan’ın papalık genelgesinden AB komisyonu rekabet hukuku uygulamasına, korporatizmden queer teoriye, hukuk düşüncesinin farklı dönemlerdeki farklı tezahürlerini ortaya koyarken onun aşkın evrenselliğini değil, dünyevi küreselliğini, sunduğu olanakların çeşitliliği, çelişkileri ve sınırlarıy la irdeliyor. Bunu, aile hukuku, ticaret hukuku, uluslararası hukuk gibi, kompartımanlara ayırarak bakmaya ve anlatmaya alıştığımız hukukun unutulan ortaklığını yakalayarak yapıyor. Hukuki itikatlarımızın neden bazıları için daha fazla eşitsizliğe, tahakküme, yabancılaşmaya, mutsuzluğa sebep olduğu gibi temel sorulara cevap arıyor. Modern dünyayı ve hukukunu tüm karmaşıklığı içinde anlamlandıran Kennedy’nin üç makalesinden oluşan bu seçki, Türkiye’deki hukuk tartışmalarına yeni boyutlar kazandırmayı, hukukun sözde zaruretlerini sorgulamayı, hukuku ve onunla neler yaptığımızı kavramayı sağlayacaktır.
Mucitler ve Parlak Fikirleri  0   
Mutlu Fakat Yalnız – Arsen LüpenAVRUPA YAKASI YAYINLARIMaurice Leblanc2402013 Kahraman Yüzbaşı Patrice ve fedakâr hemşire Coralie’nin aşkı geçmişlerinde saklı sırlarla örülmüştür. Genç aşıklar bu sırları çözdükçe hem korkunç gerçeklerle tanışacak, hem de kendilerini bekleyen yeni tehlikeleri görecektir. Kanlı katil Essares, korkusuz Afrikalı Ya – Bon ve elbette başrolde Arsen Lüpen… Tüm bu unutulmaz karakterlerin aynı anda yer aldığı nefes kesici bir macera… Ölüme bile meydan okuyan bir düşman, nasıl mağlup edilir? Umutların tükendiği anda, Arsen Lüpen yardıma yetişebilecek mi? Maurice Leblanc’ın ölümsüz karakteri Arsen Lüpen, bu kez çok uzaklardan gelen bir düşmanın peşine düşüyor. Usta işi bir polisiye romanının yanı sıra, psikolojik tahlilleri, savaş tasvirleri ve iç içe örülmüş olaylarla, Mutlu Fakat Yalnız, size aynı zamanda edebî bir şölen sunmaya hazırlanıyor.
Mutlu İnsanlar Kitap Okur ve Kahve İçerlerEPSİLON YAYINEVİ – KAMPANYAAgnes Martin-Lugand1912014 Diane kocasını ve kızını ansızın bir araba kazasında kaybetmişti.Ruhu buz tutsa da kalbi atmaya devam ediyordu ama. İnatla. Acı vererek. Gereksiz yere…Hatıraların arasında kaybolan Diane için artık hayat belirsizdi. Belki de kendi kendini sürgün ettiği İrlanda topraklarına ayak basmasıyla tünelin sonundaki ışığı görebilecekti.Her şeyini kaybeden ve hayata devam etmekten başka hiçbir seçeneği olmayan bu genç kadının bazen dramatik bazen eğlenceli yolculuğuna kayıtsız kalamayacaksınız.“Bu kitap iyi bir espressonun aromasına sahip.”L’Express
Namaz ÖyküleriTİMAŞ YAYIN GRUBU – KAMPANYASüheyl Seçkinoğlu2082013 Peygamberimiz namaz için ‘Gözümün Nuru’ der. Namaz, göz aydınlığımızdır; onunla Hakk’ı ve O’nun güzelliklerini görürüz. Namaz, ibadetlerin özüdür, kulluğun en geniş ve güzel hâlidir.Namaza ilişkin öykü ve anılardan oluşan bu kitapta, Ömer Seyfettin, Necip Fazıl Kısakürek, Ahmet Haşim, Semiha Ayverdi gibi usta kalemlerden derlenen hikâyelerin yanı sıra; Mevlana Celaleddin Rumi, Bediüzzaman Said Nursi ve Fethullah Gülen gibi gönül sultanlarının öğütlerini de bulacaksınız. Peygamberimizin hikmet dolu hayatından vakalarla taçlanan Namaz Öyküleri, günde beş kez yaşadığımız bu güzelliğin farklı zenginliklerine varmak için eşsiz bir fırsat.
New York ÜçlemesiCAN YAYINLARIPaul Auster3822016 “Sanki Fanshawe son yazdıklarının benim bu konudaki bütün beklentilerimi altüst edeceğini biliyordu. Bunlar, pişmanlık duyan bir adamın sözleri değildi. Sorumu soruyla yanıtlamıştı, bu yüzden her şey çok açık kalmıştı, bitmemişti, yeniden başlayacaktı. İlk sözcükten sonra yolumu şaşırdım, o dakikadan sonra ancak el yordamıyla ilerleyebildim, karanlıkta tökezledim, benim için yazılmış bir kitap beni kör etmişti.”Çağdaş Amerikan edebiyatının en özgün yazarlarından Paul Auster’ın New York Üçlemesi, yazarın hayranlarının mutlaka okuması gereken üç kült kitabı birleştiriyor: Cam Kent, Hayaletler ve Kilitli Oda. Polisiye romanla postmodern kurmacanın bir harmanı olan ve kafkaesk bir üslupla örülen üçlemede yazar, okuru kilitli odalarda, geçmişte ve gelecekte, tuzaklı sokaklarda, çifte ve karanlık kişiliklerle donattığı kahramanlarının peşinde dolaştırırken, romanın her sayfasına dağıttığı ipuçlarına anlam vermeyi okura bırakıyor. Kahramanlarını, soyut ya da somut kilitli odalara sokarak özgürlüklerini ancak oradan kaçarak elde edebilecekleri bir dünya kuruyor. Sokuldukları kafesin sınırlarının nereye vardığını ancak kurtulunca anlayan kahramanlarına -ve okuruna- üzerlerindeki baskıdan kurtulma kapılarını açacak anahtarları da sunuyor. New York Üçlemesi, edilgen okur için yalnızca bir kilitli oda ya da aynalarla dolu birer koridor. Gerçek okur ise bu metnin, dünyayı başka bir açıdan göstererek ruhlarımızın çizgilerini yansıtan bir havuz olduğunu görecektir.
Öğrenme GücüNESİL YAYINLARI KELEPİRDr. Nadir Çomak2502003 Öğrenme Gücü Dr. Nadir Çomak Ülkemizde son yıllarda adeta bir kişisel gelişim fırtınası esiyor. Özellikle batı kökenli kişisel gelişim kitaplarında, İncil ve Tevrat\’tan yoğun alıntıların olduğunu görüyoruz. Bu nedenle zihni alt yapısı henüz hazır olmayan insanlarımız bu kitapları eğer sorgulamadan okursa farkında olmadan yanlış bir paradigma değişimine uğrayabilirler. Bizler kişisel gelişim konusunda batı modelini aynen almak yerine, kendi kültür kaynaklarımıza inip hazinemizi keşfederek insanımıza orjinal örnekler sunmak zorundayız. Bu kitap, batı ve doğu kaynaklarının mukayesesinde bir deneme niteliğindedir. Ayrıca, gerek konuları itibarıyla, gerek farklı anlatım tarzıyla, bundan sonra, çok daha güzel çalışmaların yapılmasına küçük bir katkı sağlayacaktır. Başarısızlık kaderimiz değildir. Geleceğimizi özgür seçimlerimiz belirler. Öğrenme Gücü, fark edemediğimiz gücü keşfetmemizi ve o güçle hayatımızı anlamlı kılmamızı sağlayacak önemli bir yol ayrımıdır.
Ölülerle KonuşmakİTHAKİ YAYINLARIHarry Bingham3362012 Kendi zihninizde savaş varsa barışın hüküm sürdüğü bir dünyada yaşamanın anlamı yoktur.Dedektif Fiona Griffiths’in ilk cinayet vakası tüyler ürperticidir; bir kadın ve altı yaşındaki kızı köhne bir dairede vahşice öldürülmüştür. Tek ipucu ölü bir işadamının olay yerinde bulunan banka kartıdır.Fiona kendini mesleğine adamış, son derece zeki bir polistir fakat gözler önüne sermekten hoşlanmadığı başka yanları da vardır. Özgeçmişindeki iki yıllık boşlukla bağlantılıdır bu; ağlayamamasıyla ve cesetlere duyduğu şaşırtıcı yakınlıkla.Fiona geçmişini ardında bırakma derdindedir fakat cinayetler vahşileştikçe o da merhametsiz bir şekilde zihninin karanlık köşelerine sürüklenir, üstelik orada başka bir ölü kız daha vardır: Kendisi. Stieg Larsson’un Lisbeth Salander hayranları İngiliz yazar Bingham’ın kadın kahramanı ile sıkı dost olacaklar. Topluma uyum sağlamaya çalışan sıradışı ve yaralı bir kadın… Bitmek bilmeyen bir hareket, gerçekçi bir kurgu… Publishers Weekly
Ölüm Adası – Arsen LüpenAVRUPA YAKASI YAYINLARIMaurice Leblanc2242013 Genç ve güzel bir kadın olan Veronica, babası ve çocuğunu talihsiz bir deniz kazasında kaybetmiştir. Veronica’nın eski eşi olan Aleksi Vorski ise, zengin fakat taş kalpli bir adamdır. Vorski’den kurtulmaya çalışan Veronica kendini gizemli olayların gerçekleştiği Sarek Adası’nda bulur. Bu gizemli adada görecekleri, kendi geçmişiyle ilgili sırları açığa çıkaracaktır. Fakat Veronica, halk arasında Ölüm Adası diye bilinen bu yerden kurtulmayı başarabilecek midir? Korkusuz kahramanımız Arsen Lüpen onun yardımına koşacak mıdır? Leblanc’ın son dönem Lüpen eserlerinden olan Ölüm Adası, doğaüstü olayların yaşandığı küçük bir adada geçiyor. Birinci Dünya Savaşı’nın hemen sonrasını anlatan roman, savaş atmosferinin izlerini de ustalıkla taşıyor.
Operasyon Ergenekon & Gizli Belgelerde Karanlık İlişkilerTİMAŞ YAYINLARIŞamil Tayyar3042012 Bazı komutanların ve devlet içinde görevli kişilerin birbirleriyle yaptıkları görüşmelerde ve yazışmalarda Türkiye’yi sarsacak hangi bilgilere ulaşıldı?Cumhuriyet Gazetesi’ne atılan bombalar hakkında Makine Kimya Enstitüsü’nün hazırladığı raporda neler yazılı?Dağlıca Baskını’nda Türk Milleti’nin kafasını karıştıran soru işaretlerini gün gün takip eden ve askerlerden komutanlara kadar çatışmaya katılan kişilerle görüşen Gazeteci Şamil Tayyar, bu yazışmaları ve çatışmanın olduğu bölgeye ait özel belgeleri ilk kez açıklıyor.İlk kez yayınlanan belgelerle, OPERASYON-ERGENEKON çok konuşulacak!İstihbarat birimleri arasındaki bu çatışma ve güç mücadelesi Çevik Bir zamanında en yüksek seviyeye çıkmıştı. Bir’in, Emniyet’in elindeki ağır silahları istemesi, Emniyet İstihbaratı’nın ve Emniyet’in güçlenmesinden duyduğu endişeyi ortaya koyuyordu. Mehmet Ağar bu isteğe çok sert bir cevap verdi. Bugün bu güç dengesi tamamen değişiyor.”“Kuvvet komutanları Ak Parti’ye darbe yapmayı kararlaştırmışlardı. O gece İlker Başbuğ’u arayan Aytaç Yalman’ın kafasına takılan tek bir soru kalmıştı: Hilmi Özkök’ün hazırlattığı gizli ve özel rapor!”“O gün, Kara Kuvvetleri Komutanı Aytaç Yalman’ın kapısını çalan kişi MİT Müsteşarı Şenkal Atasagun’du. Atasagun, Yalman’ı iki konuda uyardı ve son sözünü söyledi. Aytaç Yalman, bu görüşmeden sonra oyunun dışına çıktı ve kuvvet komutanlarının planı alt üst oldu!”“Ergenekon’un 1 Numara’sı, İstanbul Orduevi’nde otururken önündeki gazeteden Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt’ın isminin üstünü çizdi ve yanına bir not yazdı: ‘Olmadı Yaşar, olmadı’. Sonrası malum, istihbarat servisleri Ergenekon Operasyonu için düğmeye bastılar.”“Selçuk Üniversitesi’nden bir grup öğretim görevlisi ve öğrenci, Yıldız Teknik Üniversitesi’nin Davutpaşa Kampüsü’nde silah kullanma, bomba yapımı, sabotaj gibi eğitimlere tâbi tutuluyor. Bu kampüs eski Davutpaşa Kışlası’dır. Ergenekon, burayı eğitim alanı olarak kullanıyor.”Dağlıca Baskını’nın perde arkasını araştıran ve kamuoyuna en doğru bilgileri veren Gazeteci Şamil Tayyar, Türkiye’yi sarsacak gizli belgeleri ilk kez bu kitapta yayınlıyor. Dağlıca Baskını’nda görevli ast subayın cebinden çıkan el çizimi mevzi planları, Cumhuriyet Gazetesi’ne atılan bombalar hakkında Makine Kimya Enstitüsü tarafından hazırlanan tetkik raporları, Ergenekon üyelerinin kendi aralarında yaptıkları telefon görüşmeleri, Başbakan R. T. Erdoğan’a emekli bir albay tarafından gönderilen gizli mektup ve kuvvet komutanlarının hazırladığı darbe planları…OPERASYON: ERGENEKON, gizli kalmış birçok soruya cevap veriyor… 
Organizasyonlarda Psikososyolojik Yönetim ve UygulamalarıNOBEL YAYIN DAĞITIMAydın Usta3282017 Psikososyolojik yönetim, organizasyon içerisinde ortaya çıkan sosyal davranışların psikolojik olarak incelenmesini esas alan bir yönetim yaklaşımıdır; organizasyon kavramı ise bazen düzenlenmiş bir aktivite, bazen referans bir çerçeve, bazen de kurum (sistem) anlamına gelmektedir. Bu kavramsal anlamları ile birlikte organizasyon, belirlenen amaçları gerçekleştirmek için yararlanılan önemli bir araçtır ve mali-fiziki-insani olmak üzere üç tür kaynağa sahiptir. Bir araç olarak nitelendirilen organizasyonu yönetim işletmektedir. Bir anlamda organizasyon ve yönetim iç içedir. Bir başka deyimle organizasyon bir yapı (iş bölümü ve eşgüdüm birlikteliği), yönetim de onu çalıştıran bir güçtür. Yönetimin en önemli unsuru ise insandır. Çünkü organizasyonun başarısı yürütülen faaliyetlerin etkili ve verimli kılınmasına bağlıdır.Bu kitaptaki konular genel bir yaklaşımla ele alınmış olup, organizasyon türleri arasında herhangi bir ayırım yapılmamıştır. Yani sunulan bilgiler her türlü organizasyon türü için geçerlidir. Çünkü çalışan olarak her insan organizasyonlarda benzer psikososyolojik etmenlerin etkisi altındadır. Bu bağlamda kitabın amacı, biyopsikososyal özelliklere sahip olan iş gören veya yöneticinin organizasyon içerisinde nasıl davranması gerektiğini ortaya koymaktır.Organizasyonun hangi bölümünde çalışıyor olursa olsun insan unsuru, yetenekleri ile organizasyona katkı sağlamaktadır. Çalışan insanın yeteneklerinden azami miktarda yararlanmak ise yönetim becerilerini, dolayısıyla farklı yöntem ve tekniklerin uygulanmasını gerektirmektedir. Bu anlayış çerçevesinde, kitapta, farklı psikososyolojik yönetim uygulamaları, çalışan insanın ruhsal ve sosyal yönü ile ilişkilendirilerek sunulmaktadır.
Osmanlı Ceza Hukuku Genel HükümlerMİMOZA YAYINLARIDoç. Dr. Mustafa Avcı5682014 Hukuk tarihimizde ceza hukuku genel hükümlerle ilgili kitapların yazılmasına suç teorisiyle ilgili hükümlerin ilk olarak yer aldığı 1858 Osmanlı Ceza Kanununun yürürlüğe girmesinden sonra başlanmıştır. Bu kitaplardan bazıları ilgili kanunun şerhi, bazıları ise sistematik ders kitabı mahiyetindedir. İslam ceza hukukunun Osmanlı uygulaması ile sınırlı da olsa bir ceza hukuku genel hükümler kitabımız, alanla ilgili başlangıç denemesidir. Birinci basıya eklemeler yapılmış, yanlışlar düzeltilmeye çalışılmıştır.Konu BaşlıklarıGirişSuçun UnsurlarıCeza Hukuku YaptırımlarıBazı Suç Tipleriİnfaz Hukuku
Osmanlı İnsanlığın Son Adası (1. Kitap)UFUK KİTAPLARIMustafa Armağan3762008 “Bu ülke”nin aydını olmak gibi ağır bir sorumluluk var sırtımda. Asırlar boyunca haksızlıklara uğramış bir toplumun ve boynu bükük durmak zorunda bırakılmış bir neslin mensubu olarak -kimse kusara bakmasın- incelediğim nesneye bir avuç kükürte bakar gibi bakamam. Üstelik de mensubu olduğum medeniyet, yeryüzü yağmacılarına karşı şerefli bir direnişi gerçekleştirmiş ve bu süreçte kendisine hem dışarıdan, hem de bizzat kendi evlatları tarafından haksızlıklara uğramışsa bu konudaki tarafsızlığımın objektiflik anlamına gelmeyeceğini, gelemeyeceğini söylemek zorundayım. Tam tersine bu tarafsızlık, zaten adaletsiz bir şekilde “biz”im aleyhimize tutulan terazinin adaletsizliğine katkıda bulunmak anlamına geleceğinden, aydın namusu ile bağdaşmayan bir tavır olurdu bu.
Osmanlı’nın HayaletiYEDİTEPE YAYINEVİErhan Afyoncu2482005 Osmanlı İmparatorluğu, tarihin gördüğü üç büyük imparatorluktan birisiydi. Tarih sahnesinden kalkmalarına rağmen Roma ve İngiltere imparatorlukları gibi Osmanlı İmparatorluğu’nun da, tesirleri devam ediyor. Basra’dan Budin’e kadar olan bölgelerde asırlarca süren Osmanlı hakimiyeti günümüz dünya politikasına da tesir eden derin izler bıraktı.Günümüzde, özellikle son 15 yılda Balkanlar’da, Kafkasya’da ve Ortadoğu’da kaldırılan her taşın altından Osmanlı İmparatorluğu’nun izleri çıkıyor. David Fromkin’in, New York Times’teki 9 Mart 2003 tarihli yazısı da bu gerçeği ifade etmekteydi: “Bir hayalet ABD’yi pençelerine almış, rahat bırakmıyor. Bu Osmanlı İmparatorluğu’nun hayaleti. Irak’ta, Sırbistan’da, Bosna’da, Kosova’da, Körfez Savaşı’nda, 11 Eylül saldırılarında bu hayalet bizimleydi.Osmanlı hayaletleri asla uzaklaşmadı!”
Osmanlı’nın Kayıp AtlasıUFUK KİTAPLARIMustafa Armağan2472005 Osmanlı atlası, Borges’in örneğinde geçtiği gibi, lime lime olmuş, her parçası bir dağ başında kalmış, güneş ve kışların acımasızlığına terkedilmiş ve bugün onun boyutlarını idrakten aciz insanların elinde kalmıştır. Onlarda, ‘bilinmeyen zamanlar’da yaşamış birilerinden kalmış olan bu atlasın harita parçalarını ara sıra ellerine alıp evirip çevirmekte ve ona kendilerince bir anlam yüklemeye çalışmaktadırlar. Haritayı yapanlar, sırra kadem basmış, sanatları ve teknikleri çoktan unutulup gitmiştir. Bu bilgi tekniklerden mahrum varisler ise zamanla merak edip ellerindeki varakpareleri, bir şekilde anlamlandırma gayretine düşmüşlerdir ama ihtilaftan kurtulamamış, her biri onu bir başka şeye benzetir olmuştur.
Osmanlılar & Fütühat, İmparatorluk, Avrupa ile İlişkilerTİMAŞ YAYINLARIProf. Dr. Halil İnalcık3202016 ALTMIŞ YILIN ÜRÜNÜ; HALİL İNALCIK OSMANLILAR’I YAZDI…Halil İnalcık, Osmanlı sosyal-ekonomik yapısını, onu belirleyen belli başlı kurum ve kanunları, tahrir sistemini, Osmanlı’nın kuruluşuna dair merak edilen soruları, Osmanlı fetih yöntemlerini, tarihten günümüze Avrupa ile ilişkilerle alakalı bugüne kadar bilinmeyen birçok şeyi OSMANLILAR kitabında anlatıyor.“Bu kitabı okuyanlar umuyoruz ki, Osmanlı İmparatorluğu’nun ortaya çıkışı ve gelişimi, fetih yöntemleri, devlet sistemi ve nihayet ezeli rakibi Hıristiyan Avrupa ile ilişkileri üzerine altmış yıla varan araştırmalarımın genel çizgisini bulacaktır. “ Prof. Dr. Halil İnalcık***“Halil İnalcık, bu sahanın en seçkin uygulayıcılarından biri… Dünya bilimine katkıları su götürmez. Çabalarının hedefi haline gelmiş konu üzerinde bize sadece teşekkür etmek düşer.”Immanuel Wallerstein***“O yıllarda Yunanistan “cahiliye” dönemindeydi, İnalcık’ın “Fatih Devri Üzerine Tetkikler ve Vesikalar” kitabı çıkmıştı. Seminerde tanıştığım, bilgisiyle beni büyüleyen bu genç adam Türklere hayranlık duymamı sağladı.”Prof. Dr. Elizabeth Zachariadou***“Çok etkileyici, biraz ciddi ve çok fazla gülmeyen bir insan olarak hafızama kaydettim. Aramızda çok fazla yaş farkı vardı, bir süre dostluk anlamında sorunsuz bir ilişki sürdürdük ve bu dostlukta, ilginçtir, yaş farkını hiç hissetmedik. Onunla ilgili yaygın deyiş “Osmanlı Tarihinin Babası”ydı… Bu zaten çok açıktı.”Prof. Dr. Gilles Veinstein
Otostopçunun Galaksi Rehberi / Beşi Bir Yerde (Ciltli)KABALCI YAYINLARIDouglas Adams7122009 Galaksinin Batı Sarmal Kolu’nun bir ucunda, haritası bile çıkarılmamış ücra bir köşede, gözlerden uzak, küçük ve sarı bir güneş vardır. Bu güneşin yörüngesinde, kabaca yüz kırksekiz milyon kilometre uzağında, tamamıyla önemsiz ve mavi-yeşil renkli, küçük bir gezegen döner. Gezegenin maymun soyundan gelen canlıları öyle ilkeldir ki dijital kol saatinin hâlâ çok etkileyici bir buluş olduğunu düşünürler. Bu gezegenin şöyle bir sorunu vardı… daha doğrusu eskiden vardı: Üzerinde yaşayan halkın büyük bölümü çoğu zaman mutsuzdu. Bu sorun için pek çok çözüm önerilmişti, ama bunların çoğu genellikle yeşil renkli küçük kâğıt parçalarının hareketleriyle ilgiliydi. Bu da tuhaftı, çünkü aslında mutsuz olanlar yeşil renkli küçük kâğıt parçaları değildi. Bu nedenle sorun varlığını sürdürdü; halkın çoğunun durumu kötüydü ve onların büyük bölümüyse sefildi, dijital kol saatleri olanlar bile. Her şeyden önce, ağaçlardan inmekle büyük bir hata ettiklerini düşünenlerin sayısı gün geçtikçe artıyordu. Bazıları ağaçlara çıkmanın bile yanlış bir hamle olduğunu ve hiç kimsenin okyanuslardan asla ayrılmamış olması gerektiğini söylüyordu. Sonra, adamın birinin, değişiklik olsun diye bundan böyle halka nazik davranmanın ne kadar iyi olacağını dile getirdiği için bir ağaca çivilenmesinden yaklaşık ikibin yıl sonra, bir Perşembe günü Rickmansworth’de küçük bir kafede tek başına oturan bir kız, bunca zamandır ters giden şeyin ne olduğunu birdenbire fark edip en sonunda dünyanın nasıl iyileştirilebileceğini ve mutluluğun hüküm sürdüğü bir yere dönüştürülebileceğini anlamıştı. Bu sefer doğru olanı bulmuştu, bu işe yarayacak ve hiç kimsenin bir yerlere çivilenmesi gerekmeyecekti. Ama ne yazıktır ki, bir telefon bulup birilerine bundan söz edemeden korkunç, aptal bir felaket meydana geldi ve fikir sonsuza dek yitip gitti. Bu, o kızın öyküsü değil. Ama o korkunç, aptal felaketin ve onun doğurduğu bazı sonuçların öyküsüdür. Kısaca özetlemek gerekirse: Tamamen sakin bir hayat yaşamak, hayatına temel yaşamsal fonksiyon olarak soğuk bira ve güzel çay içmek kavramını oturtmak isteyen, kendi halinde, üstelik fazlasıyla uysal bir adam Arthur Dent, bir sabah uyanır ve evinin saçma bir nedenle yıkılacağını öğrenir; ama bu yalnızca başlangıçtır. Daha bir kaç saat bile geçmeden gezegeni yok edilecek ve yanında kankası Ford Prefect, üstünde yıpranmış sabahlığı, elinde havlusuyla galaksi boyunca sürecek inanılmaz bir yolculuğa çıkacaktır…Paniğe Kapılmayın….
Papazın KızıCAN YAYINLARIGeorge Orwell3282017 Taşradaki bir kilise papazının kızı olan Dorothy Hare, babasının tüm görevleri onun üstüne yıkmasıyla dükkân borçlarından mıntıka işlerine, bağış toplamaktan cemaati pohpohlamaya her şeyden sorumlu hale gelmiştir. Dorothy’nin Tanrı’ya inancı tamdır, hayatın kendisine biçtiği rolü şikâyet etmeden kabullenmiştir. Ama bir gün, o güçlü rutin aniden sarsılır ve Dorothy kendini beş parasız halde sokaklarda, tanımadığı insanlarla, ağır işçilik yaparken bulur – dahası, kim olduğunu hatırlamamaktadır. Orwell, bir gecede toplumun bir kesiminden bambaşka bir kesimine taşıdığı Dorothy vasıtasıyla 1930’ların İngiltere’sinde kadınların, işçilerin, evsizlerin haline ışık tutuyor. Deneysel sayılabilecek anlatım biçimleriyle yazarın edebiyatında özel bir yere sahip olan Papazın Kızı, inancın ve inançsızlığın, ahlakın ve düşkünlüğün, paranın ve yoksulluğun sorgulandığı eşsiz bir roman.
Pastoral SenfoniTimaşAndre GIDE1002003  
PusuKORİDOR YAYINCILIK KELEPİRJack Higgins3042011 Ünlü bir Rus yazar ve eski bir paraşütçü-asker olan Alexander Kurbsky, Putin hükümetinden yaka silkip Batı’da “gözden kaybolmak” ister. Bu haberin evde nasıl karşılanacağıyla ilgili bir tedirginliği olmasa da, yurttaşlarının çoğunun Rus gizli servisleri tarafından canice öldürüldüklerini görünce Charles Ferguson, Sean Dillon ve “Başbakanın özel ordusu” olarak bilinen gruptaki diğer üyelerle kaçış ve gizlenme konusunda kayıtlara geçilemeyecek türden planlar yapar.Bu Batı için gerçek bir darbedir, tek bir şey dışında: Kurbsky hâlâ Ruslar için çalışmaktadır. Plan en yüksek seviyede İngiliz ve Amerikan istihbaratının içine sızmaktır. Bu işi en etkili şekilde yerine getirmek için kendi motivasyonlarına sahip olan Kubsky’nin ne yapması beklenen şey umurundadır ne gitmek zorunda olduğu yer… ne de kimi öldürmesi gerektiği.Son sayfasına kadar merakla okuyacağınız, unutulmaz karakterlerle donatılmış bu kitap bir kez daha şunu kanıtlıyor, Associated Press’in kelimeleriyle: “Gerilim yazarları arasında bir isim var ki kalabalıktan bir adım öne çıkıyor – Jack Higgins.”
Pusu & Derin Devletin KurbanlarıTİMAŞ YAYINLARIŞamil Tayyar2562013 Abdullah Çatlı…3 Kasım 1996’da, Susurluk’taki kazada hayatını kaybetti. Mehmet Özbay olarak tanınmıştı ama kullandığı ilk kimlik Şahin Ekli adına düzenlenmişti. Ekli’nin doğum tarihi tesadüf ki 3 Kasım’dı. Kazadan sonra gündeme gelmeyen konu bugün tartışmaya açıldı: Çatlı kaza sonrasında hayattayken, kafasına aldığı darbeyle mi öldürüldü?Sadık Ahmet…Batı Trakya’daki Türklerin haklarını savunan Doktor Sadık Ahmet, Yunanistan’da Lozan Anlaşması’nı tartışmaya açan isimdi. Hem Çatlı’nın yakın arkadaşı hem de iddialara göre MİT’in kritik ajanlarından biriydi. Gümülcine’deki trafik kazasında hayatını kaybetti. Tarih, 24 Temmuz 1995’ti; yani Lozan’ın yıldönümü.Mehmet Bedri İncetahtacı…Susurluk Komisyonu üyesi İncetahtacı, Gladio ile P2 Mason Locası arasındaki kirli ilişkileri araştırmaya ve kamuoyuyla paylaşmaya başladı. Türkiye’deki Mason localarının bu çerçevede incelenmesi gerektiğini açıkladı. Gizli belgeler üzerinde çalışırken geçirdiği trafik kazasında hayatını kaybetti.Muhsin Yazıcıoğlu: Her istihbarat teşkilatının uzmanlaştığı bir alan varmış; bizimkiler de trafik kazalarında ustaymış…Gazeteci-Yazar Şamil Tayyar, Eşrif Bitlis’ten Esat Coşan’a, Turgut Özal’dan Adnan Kahveci’ye, Muhsin Yazıcıoğlu’ndan Abdullah Çatlı’ya, TÜBİTAK Mühendisi Ercan Kuruoğlu’dan Prof. Dr. Ali İhsan Bağış’a kadar, kritik konumdaki isimlere kurulan 21 ayrı pusuyu araştırdı ve şüpheli ölümlerin perde arkasını kaleme aldı.
Rahmet Öyküleri  0   
Rehber ÖykülerTİMAŞ YAYINLARISadık Yalsızuçanlar2082003 Sadık Yalsızuçanlar’ın usta kaleminden hikmet ve ibret yüklü öyküleri yayınlamaya devam ediyoruz. Her biri yüzlerce kaynaktan taranıp ortaya çıkarılan ve pek çoğu zaman içinde elden ele, kulaktan kulağa, eserden esere değişerek günümüze kadar gelen bu öykülerde hayatınıza rehberlik edecek hikmetli öyküler bulacaksınız. Temsili hikayelerden oluşan bu öykülerde hayatınızı daha hikmetli yaşamanızı sağlayacak, hayattaki sırlı olayları hikmetli gözlerle yorumlamanızı sağlayacak öyküler okuyacaksınız.
Robinson Crusoe  0   
Robinson Crusoe (Ciltli)TÜRKİYE İŞ BANKASI KÜLTÜR YAYINLARIDaniel Defoe3362012  
Robotlar, Yapay Zeka ve HukukON İKİ LEVHA YAYINCILIKÇağlar Ersoy2112017  Yalnızca acıkma ve kirlenme gibi temel ihtiyaçlara programlı sanal hayvanların elden ele dolaştığı bir dönemden, kendi kendini programlayabilen, eğitebilen ve insanların işlerini ellerinden almaya başlayan yapay zekanın konuşulduğu bir döneme gelindiğini göz önüne alırsak bundan on yıl sonra neleri konuşacağımızı düşünmek bile heyecanlandırıyor insanı. Çalışmamda bu gelişmelerin bir kısmına değinmeye çalışacak ve hukuk dünyası açısından olası etkilerini çalışma kapsamı el verdiğince incelemeye çalışacağım.(GİRİŞTEN)İÇİNDEKİLERGİRİŞI. Robotiğe GirişA. Robot: Kökeni, Tanımı ve UnsurlarıB. Robotların Ortaya Çıkışı C. Robotik Teknolojilerin Günümüzdeki Durumu ve Geleceği D. Robotların İdaresiE. Arayüzlerin GeleceğiF. Arayüz ve Ötesi: İnsan-Makine BirleşimiG. OODA Döngüsü, Otomasyon ve OtonomiH. Yapay Zeka: Gelişim ve RisklerII. Robotik HukukuA. Robotun Hukuki TanımıB. Otonominin Hukuki TanımıC. Robotik Hukuku Alanındaki Yasama Yaklaşımlarına ve Çalışmalara ÖrneklerD. Örnek Bir Uygulama Olarak Avrupa Birliği Hukuku ve Robotik Teknolojiler1. AB’de Yürütülen Çalışmalara. FP7 ve Horizon 2020b. SPARC ve euRobotics, RoboLaw, EURON Roboethics Roadmapc. Ulusal Düzeydeki Bazı Önemli Girişimler: eThicAa ve CAAAi 2. AB Mevzuatı ve Temel Yaklaşımlar3. Robotik Teknolojilerin Avrupa Birliği Mevzuatı ve Uluslararası Düzenlemeler Açısından Değerlendirmesia. Eşya Konumundaki Robotlar Açısından Fikri Mülkiyet Hukuku(1) Telif Hakları(2) Veri Tabanları(3) Patentler(4) Marka Hakları(5) Endüstriyel Tasarımlar(6) Entegre Devre Topoğrafyaları(7) Ticari Sırlarb. Özne Konumundaki Robotlar Açısından Fikri Mülkiyet Hukuku(1) Robot icatları ve patentlenebilirlik(2) Robot üretimi eserler ve telif hakları(3) Hak sahipliğinin değerlendirilmesic. İş Hukuku ve İş Güvenliği Açısındand. Gizlilik, Veri Koruma ve Veri Güvenliği Açısındane. Ceza Hukuku Açısındanf. Borçlar Hukuku: Sözleşme Hukuku ve Sorumluluğun Belirlenmesi AçısındanE. Robotların Hukuki Statüsü ve Yasal Kişilik Tartışmaları1. Hukuki ve Cezai Sorumluluk: Kusur ve Cezalandırılabilirlik Tartışmaları 2. Hukukta Kişilik Kriterleri3. Felsefede Kişilik Kriterleri4. Robotların Gelecekteki Hukuki Statüsüne Dair Bazı Tezlera. Robotlar İçin Bir Hukuki Statüye İhtiyaç Olmayacağı Tezib. Robotların Esas Kullanıcının Temsilcisi Olacağı Tezic. Robotların “İnsan Olmayan Özne” Sayılabilecekleri Tezi5. Robotlar İçin Önerilen Yasal Kişilik Modelleria. Elektronik Kişilik Önerilerib. Yapay İnsan Önerisic. Yapay Vekil/Temsilci Önerisid. Kölelik Önerisi6. Çıkmaz Sokaklar ve İzlenebilecek YollarIII. Robotların Uluslararası İnsancıl Hukuk, İnsan Hakları, İnsan Onuru ve Etik Açısından DeğerlendirmesiA. Ölümcül Robotlar: Robotların Uluslararası İnsancıl Hukuk Açısından Değerlendirmesi1. Uluslararası İnsancıl Hukuka Dair: Haklı Savaş Teorisi, Martens Kaydı ve Diğer Kriterler2. Ölümcül Robotların Aleyhine Görüşlera. Ölümcül robotların Martens Kaydı’na aykırı olacağı görüşüb. Ölümcül robotların uluslararası insancıl hukukun temel ilkelerine aykırı olacağı görüşüc. Ölümcül robotların sorumluluğun belirlenmesi aşamasında sorunlar yaratacağı görüşü(1) Cezai Sorumluluk Açısından Oluşacak Boşluklar ve Komuta Sorumluluğu(2) Hukuki Sorumluluk Açısından Oluşacak Boşluklard. Ölümcül robotların sivillerin korunması açısından telafi edilemez zararlar doğuracağı görüşüe. Savaşın içerisinden insan unsurunun çıkartılması sebebiyle oluşabilecek zararlar (1) Savaşa girme eşiğinin aşağıya çekilmesi(2) Sivillere yönelik riskleri artırma ve terörün yaygınlaşması(3) Yabancılaştırma tehlikesif. Ölümcül robotların savaş alanlarındaki kullanımının insana zarar gelmesini önlemekten çok zarar vereceği endişesig. Ölümcül robotların Haklı Savaş teorisi bakımından yaratabileceği sakıncalarh. Ölümcül robotların insan haklarına zarar vereceğine ilişkin çekinceleri. Ölümcül robotlarının kullanımının insan onuruna aykırı olacağı yönünde görüşler3. Ölümcül Robotların Lehine Görüşlera. Savaş suçlarının yazılımsal olarak önlenmesi ve daha etik savaş imkanıb. İnsan hakları ihlallerinin önüne geçilebilmesi ve uluslararası insancıl hukuk kriterlerinin yerine getirilebilmesi için önerilen bazı iyileştirmeler4. Ölümcül Robotlara Karşı Yürütülen Kampanyalar5. Ölümcül Robotlara Dair Kamuoyu GörüşüB. Robotların İnsan Hakları Açısından Değerlendirmesi1. Özel Hayatın Gizliliği ve Kişisel Verilerin Korunması Açısından2. Eşitlik ve Kendi Kaderini Tayin Hakkı AçısındanC. Robotların İnsan Onuru Açısından Değerlendirmesi1. Robotik Teknolojilerin İnsan Onuru Kavramında Meydana Getirebileceği Değişimler2. İnsan Onuru ve İnsan Doğası3. Robot Onurua. Robot Onurunun Temellendirilmesinde Esas Alınabilecek Kriterler(1) Görünüş-Zeka/İşlev/Nitelik Kriterleri(2) Canlılık ve Bilinç Kriterlerib. İnsan Onurunun Temellendirilmesiyle Kurulabilecek Benzerlikler4. Robot Onurunun Temeli Olarak İnsan OnuruD. Roboetik: Robotların Etik Açısından Değerlendirmesi1. Etik Bir Robot Gerekli Mi?2. Ahlaksal Kodun Temelleri ve Teknik İmkanlar3. Ahlaksal Özne Kavramı ve Ahlaksallığın Kaynağı4. Etik Robot Kavramı Üzerine Tartışmalar ve Yasal Robot AyrımıIV. Teknolojiyle Şekillenen Geleceğimiz ve Hukuk Mesleğine Olası EtkileriA. Yapay Zeka ve Dünyayı Ele Geçirme Senaryoları ÜzerineB. Ölümcül Robotlar ve Kırılgan GeleceğimizC. Geleceği Şekillendiren Teknolojiler ve KehanetlerD. Süperzeka: İnsanlığın Son İcadıE. Yapay Zekanın Avukatlık Mesleğinin Geleceğine Etkileri 1. Hukuk Mesleği ve Yapay Zeka Yazılımları2. Hukuk Değişiyor: Yeni Kurallar, Yeni UzmanlarF. Robotik Hukuku, Metaforlarımız ve Bilim Kurgu
Saadet Çağından Öyküler  0   
SaatçiEPSİLON YAYINEVİJeffery Deaver5522014 Soğuk bir Aralık ayı… New York sokakları. Aynı gece içinde işlenen iki korkunç cinayet. Katilin olay yerine bıraktığı, kadranı Ay Takvimi ile döşenmiş saatler ve uçuşup duran sorular: Bir insan ne kadar sürede ölür? Katil cinayeti işledikten sonra, olay yerine neden geri döner? Bir suçlu ne zaman yalan söyler? Birinin yalan söylediğini nasıl anlarız?Deaver’ın artık efsaneleşen kahramanı, boynundan aşağısı felçli, suç uzmanı, üstat Lincoln Rhyme, sevgilisi Amelia Sachs ve ekibi soruşturmayı üstlenirler, fakat yüzyıllardır doğru işleyen şaşmaz bir saat kadar mükemmel kurulmuş bu oyunda adım adım çözüme ulaşmaya çalışırlarken, hayatın önemli sırlarından biriyle karşı karşıya geleceklerdir:Hiçbir şey göründüğü gibi değildir…
Saatler, Ruhlar ve KedilerKAPI YAYINLARIBeşir Ayvazoğlu3042015 Beşir AyvazoğluOkurları,Türk Edebiyatının Büyük Yazarlarının Hayret Uyandırıcı Hikâyeleri Arasında Bir Gezintiye Çıkarıyor!

Beşir Ayvazoğlu, sizi kültür ve edebiyatımızın renkli dünyasında kısa bir gezintiye davet ediyor. Bu kitapta modern edebiyatımızın Bektaşileri, medyumları, düellocuları, diplomatları, ütopyacıları, balıkçıları, intihalcileri, çirkinleri, kedicileri, saatçileri ve saat meraklılarıyla tanışacak; Namık Kemal’in babası ve oğluyla tuhaf ilişkisini, MehmedÂkif’in oğullarının dramını, Paris’ten dönerken parası bittiği için Venedik’te bir otelde mahsur kalan Ahmet Hâşim’in nasıl bir panik yaşadığını, Abdülhak Şinasi’nin kendisini aşağılayan Yahya Kemal’den nasıl intikam aldığını ve daha birçok şeyi öğrenecek, ayrıca edebiyatımızın midesini iskandil edeceksiniz.

Savaş Sanatı (Karton Kapak)TÜRKİYE İŞ BANKASI KÜLTÜR YAYINLARISun Tzu802016  
Savaş ve BarışTİMAŞ YAYINLARILev N. Tolstoy5122002 Klasikler klasiği Kitapseverlerin kütüphanelerinden eksik etmemeleri gereken bir dünya klasiği.Zamanın Rusya’sını iyisiyle kötüsüyle anlatan bir eser. İnsanın olduğu yerde eksik olmayan aşk, hırs, iyilik ve düşmanlık ve entrika. Bir yanda ne için yapıldığı bir türlü bilinmeyen ve önce insanın ölmesine sebep olan savaşlar diğer yanda “barış”ın küçük bir sınıfın daimi kaderi oluşu… Savaşta da barışta da dürüstlüğü ilke edinmiş kahramanlar… Hep aykırı bir tip olan Piyer Bezukof ve onun şahsında iyiliğin üstünlüğü… Kadınların genel konumları ve çıkar çevrelerinin ince hesapları… “kanlı sargılar içindeki bütün bu bozuk insan etleri…” cümlesiyle özetleyeceğimiz Savaş, balolar, partilerle süslenen Barış…Tolstoy’dan hem Rus edebiyatının hem de Dünya edebiyatının tartışmasız en büyük romanı.
SavcıKORİDOR YAYINCILIKScott Turow5512014 “Sizi geceleri uyutmayacak, adrenalin yükleyecek bir kitap arıyorsanız doğru yerdesiniz.”PeopleBaşarılı bir savcı olan Carolyn evinde ölü bulunur. Onunla aynı departmanda çalışan meslektaşı Savcı Rusty’den davayı üstlenmesi istenir. Rusty, soruşturmanın derinliklerine indikçe, Carolyn’in hayatındaki tuhaf sırları da tek tek kazımaya başlar. Ancak kendisinin de bir sırrı vardır. Carolyn’in eski erkek arkadaşlarından biridir ve ona kurtulamadığı bir tutkuyla bağlıdır. Sırrı kaçınılmaz bir şekilde ortaya çıktığında, tüm oklar onu göstermeye başlar. Kadının evinde bulunan kan örneği, bardaktaki parmak izleri, olay gecesi telefon kayıtları… Bulduğu ipuçları onu adım adım gerçek katilin kendisi olduğu gerçeğine götürdüğünde Rusty, şeytani bir oyunun ortasında kaldığını anlar.Nevrotik bir kadınla tek çocuklu mutsuz bir evlilik süren Rusty, seçimlerde kaybettiği için onu suçlayan başsavcının baskısı altında ezilip, kendini aklamaya çalışırken en büyük kavgası kendi iç sesiyle olacaktır. Dönen bir girdabın içine çekildikçe, gerçek katile ne kadar yakın olduğunu fark eder.“İki gün aralıksız okuduktan sonra kendimi arınmış, canlanmış ve bittiği için üzülmüş hissettim. Uzun zamandır okuduğum en nefes kesici romanlardan biri.”Pat Conroy“SAVCI baştan sona merak uyandıran, okuyucuyu fevkalade çarpıcı bir sonla buluşturan bir kitap. Yazarın eski bir savcı olmasından ileri gelen ustalığı göz dolduruyor.”John Katzenbach“SAVCI üst düzey bir başarı ürünü – olağanüstü hakimiyeti ve dokunuşu her sayfada hissettiren, kanıtları birleştirme, uygulama (ve saklama) becerisiyle, korkutucu derecede gerçekçi karakterler… Bir kez başladınız mı kolay kolay kenara koyamayacağınız bir gerilim romanı.”Wallace Stegner
Savoy OteliALFA YAYINLARIJoseph Roth1722017 1.Dünya Savaşı sırasında üç yılını Sibirya’da savaş esiri olarak geçiren  Gabriel Dan 1919 yazında  Polonya’ya dönerek Varşova yakınlarında, Lodz kentindeki Savoy Hotel’e yerleşir. Toplumsal katmanların ters yapılandığı otelde zenginler alt katlardaki odalarda kalırken yoksul müşteriler en üst kattaki odalara yerleşmiştir. Otelin yöneticisi Kaleguropulos henüz hiç kimsenin yüzünü görmeyi başaramadığı, merak uyandıran birisidir. Oda ücretini ödeyemeyenlerin yaşlı asansörcü tarafından rehin alınan bavulları, genç kızların rehin verdikleri bavullara karşılık geceleri otelin barında zengin müşterilerin karşısında yapıkları çıplak danslar otelin günlük olayları arasındadır. Sefaletin, işsizliğin ve umutsuzluğun kol gezdiği şehirde herkes Amerika’ya gidip milyoner olan Bloomberg’in dönüşünü beklemektedir. Gabriel Dan her gün terk etmeye niyetli olduğu otele, diğer müşteriler gibi tuhaf bir biçimde bağlanır. Çok geçmeden Rusya’daki devrim, sefaletin yaşandığı Hotel Savoy’a ulaşacak ve onu da yıkıma sürükleyecektir. 
Sherlock Holmes – Arsen Lüpen Karşı KarşıyaTUTKU YAYINEVİMaurice Leblanc3362013 Maurice Leblanc’in kurgusal karakteri beyefendi hırsız ve detektif Arsen Lüpen çoğu kez Sir Arthur Conan Doyle’nin yarattığı Sherlock Holmes karakterinin Fransız versiyonu olarak gösterilmiştir. Binlerce okuyucu tarafından Sherlock Holmes ve Hercule Poirot karakterlerinden bile daha çok hayranlık duyulan bir karakter halini almıştır. Arsen Lüpen kendine oldukça güvenen ve bir o kadar da centilmen bir hırsızdır. Sadece zenginlerden ve soyulmayı hakeden kişileri hedef alan Arsen Lüpen, çekiciliğinive zekasını kullanarak her türlü durumdan kurtulmasını biliyor.Sıklıkla polise ve kurbanlarına işleyeceği suç ile ilgili mektuplar yazar. Bu sayede işleyeceği suçları daha meydan okuyucu, daha heyecanlı, daha eşsiz kılıyor. “Sherlock Holmes – Arsen Lüpen Karşı Karşıya” bu nedendir ki, özellikle Sherlock Holmes (Arthur Conan Doyle) ve Hercule Poirot (Agahta Cristie) hayranlarının mutlaka okuması gereken bir kitap haline gelmiştir.Sürükleyiciliği, temposu ve zeka dolu kurgusuyla elinizden bırakamayacağınız “Sherlock Holmes – Arsen Lüpen Karşı Karşıya” ile Arsen Lüpen serisinin bağımlısı olacaksınız.
Simyacı (Özel Baskı-Ciltli-Kutulu)CAN YAYINLARIPaulo Coelho1862017 Simyacı, Brezilya’lı eski şarkı sözü yazarı Paulo Coelho’nun, yayınlandığı 1988 yılından bu yana dünyayı birbirine katan, eleştirmenler tarafından bir ‘fenomen’ olarak değerlendirilen üçüncü romanı.Simyacı, altı yılda kırk iki ülkede yedi milyondan fazla sattı. Bu, Gabriel García Márquez’den bu yana görülmemiş bir olay. Yüreğinde, çocukluğunu yitirmemiş olan okurlar için bir ‘klasik’ kimliği kazanan Simyacı’yı Saint-Exupéry’nin Küçük Prens’i ve Richard Bach’ın Martı Jonathan Livingston’ıyla karşılaştıranlar var (Publishers Weekly).Simyacı, İspanya’dan kalkıp Mısır Piramitleri’nin eteklerinde hazinesini aramaya giden Endülüslü çoban Santiago’nun masalsı yaşamının felsefi öyküsü. Sanki bir nasihatnâme: “Yazgına nasıl egemen olacaksın, mutluluğunu nasıl kuracaksın?” sorularına yanıt arayan bir hayat ve ahlak kılavuzu. Mistik bir peri masalına benzeyen romanın altı yılda, yedi milyondan fazla okur bulmasının gizi, kuşkusuz, onun bu kılavuzluk niteliğinden kaynaklanıyor. Simyacı’yı okumak, herkes daha uykudayken, güneşin doğuşunu seyretmek için şafak vakti uyanmaya benziyor.
Şu Acayip BöceklerUĞURBÖCEĞİ YAYINLARITarık Uslu1602010  
Sufi Öyküleri  0   
Şüphe Asla Uyumaz / Sherlock HolmesMARTI YAYINLARISir Arthur Conan Doyle4322012 Bir suçu çözmenin ilk prensiplerinden biri, her ne kadar önemsiz gibi görünse de hiçbir ayrıntıyı atlamamaktır. İnsanların göz ardı ettiği şeyleri görmek, sonuca ulaşmanın ilk kuralıdır.Araştırmanız, ayrıntıların gözlemlenmesi üzerine kurulu olduğunda en doğru sonuca vardığınızı siz de göreceksiniz.Sherlock HolmesYıllardır büyük bir ilgiyle okunan Sherlock Holmes maceraları, heyecanı zirvede tutmaya devam ediyor.
Takım OyunuPROFİL KİTAPSeth Godin1442014 “Takım Oyunu hepimizin okuması gereken çok özel bir kitap. Her birimize, günümüzün yeni dünyasında nasıl liderlik yapacağımızı öğretiyor.”Eski ABD Senatörü Bill BradleyTakım, birbirine, bir lidere ve bir fikre bağlı, küçük veya büyük herhangi bir gruptur. Milyonlarca yıldır insanlar, dinî, etnik, politik, hatta müzikal takımlara katılmışlardır. Bu bizim doğamızdır.Bütün bu takımlara kim önderlik edecek?Web inanılmaz şeyler yapabilir, ancak liderlik sağlayamaz. Bunu aynı sizin gibi bir şey için tutkusu olan insanlar yapabilir. Şu anda bir fark meydana getirmek isteyen herkes için gereken tüm araçlar hemen yanıbaşında hazır.Günümüzde İnternet coğrafya, maliyet ve zamanla ilgili engelleri kaldırdı. Tüm bloglar ve sosyal network (şebeke) ağları, mevcut takımların daha da büyümelerine ve yeni takımların doğmasına olanak sağlıyor. Bu takımlar, iPhone’larını veya siyasî bir kampanyayı ya da küresel ısınmaya karşı yeni bir mücadele yöntemini benimseyen milyonlarca insandan oluşuyor.Takım Oyunu sizi, çalışanlarınızı, müşterilerinizi, yatırımcılarınızı, inananları, hobisi olanları, okuyucuları yönetmeniz için karşınıza çıkan fırsatları düşünmeye (gerçekten düşünmeye) sevkedecek… Kolay değil, ancak muhtemelen hayal ettiğinizden daha kolay.
Tape’den Kodese & Sus Ulan Polis DinliyorPOSTİGA YAYINLARISavaş Akın, Lokman Dağ1922012 “Ayşe Arman, sevgili Yılmaz Özdil’le röportaj yaparken benim televizyonculuğumu soruyor. Yılmaz da ‘Uğur Dündar televizyonculuğun ZEUS’udur’ diyor. Röportajın yayınlanmasından sonra bazı yakın dostlarım bu tanımı kullanıp, bana takılmaya başladılar. Ben de şakayı sevdiğim için aldırmadım. Bunlardan biri de sevgili Nedim Şener’di. Sık sık telefonla konuştuğumuz günlerin birinde Nedim aradığında ‘Nasılsın Zeus?’ dedi.Ben de şakayı devam ettirerek ‘Sağol Apollon sen nasılsın?’ diye cevap verdim. … Nedim’in telefonda bana hitap ederken kullandığı ‘ZEUS’ tapelere ‘deyyus’ olarak geçmiş! Güler misin, ağlar mısın? …” Uğur Dündar“Elinizdeki kitap, ülkemizde çok acı ve üzücü anıları akla getiren ‘telefon dinleme’ olayına farklı bir boyut getiriyor. Yasal dinlemelerle suç örgütlerinin karanlık ilişkileri ortaya çıkarılırken, okuyucunun gülmekten kendini alamayacağı sahneler, diyaloglar sergileniyor. Telefonlarının dinlendiğini bilen kişilerin, buna bir önlem olarak, kısık sesle konuşmaları gibi mizah tonu yüksek yaşanmışlıklara yer veriliyor. Böyle bir kitap insanların düşgücünden değil ancak hayatın içinden kaynaklanabilirdi. Çünkü hayat, düşgücünden daha zengin. Kitabı okudukça bana hak vereceksiniz.”Zülfü Livaneli “Gazetecilik için ‘objektif’ meslek denir. Halbuki, fotoğraf makinesi’nden ibaret değildir. Telefon ahizesi’dir aynı zamanda… Çünkü, gördüklerimiz bazen flu olabilir ama, duyduklarımız her zaman nettir. Türkiye gerçeğini kulak’tan anlamamızı sağlayan, kahkahalarla okuyacağınız bir kitap bu.”Yılmaz Özdil“Muhabir; günlük düşünür, günlük üretir… Habercilikte; özelllikle de televizyon haberciliğinde ne yazık ki dün yoktur bugün vardır. Ancak kanımca hayata not düşmek de gerekir. Genç ve yetenekli televizyon muhabirlerinin yazdıkları kitaplar beni çok mutlu ediyor. Aynı çatı altında çalış- tığım genç ve yetenekli haberci Lokman Dağ ve arkadaşı Savaş Akın, uydudan uçup gitmemesi gereken bilgileri damıtarak kitaplaştırdı. Okuyunca iyi de ettiğini gördüm… Sanırım siz diğer okuyucular da göreceksiniz ve de tebessümle okuyacaksınız.”Doğan Şentürk“Telefon dinlemelerinin perde arkasında yaşananlar fıkra gibi olabiliyormuş. Okurken bu kadar da olmaz diyeceğimiz, tam bir durum komedisinin içinde buluyorsunuz kendinizi. Hızlı akan hayatın içinde size farklı duygular yaşatan eğlenceli bir kitap…”Burak Özçivit“Ben hep kulakmisafiri oldum. Hiç telekulak misafiri olmamıştım. Size okuyunca ne olur bilmem ama, benim gülmekten ömrüm uzadı kesin… ”Gupse Özay
Tape’den Kodese -2 & Polis Dinlerse DinlesinPROFİL YAYINCILIKSavaş Akın, Lokman Dağ1402014 “Savaş Akın ve Lokman Dağ, bize gerçek polis dinlemelerinden, gazetelerde gördüklerinizden daha “komik” bir kitap hazırlamışlar: “Tape’den Kodese Sus Ulan Polis Dinliyor” Emin olun insanı kahkahalara boğuyor. / Mehmet Ali Brand “Dört yıl süren arşiv çalışmaları sonucunda çok sayıda soruşturma dosyasında yer alan telefon dinlemelerinin kayıtlarının, yani tapelerin komik ve şifreli kısımlarının öyküleştirildiği eserde, film gibi olaylar ve görüşmeler bulunuyor.” / Hürriyet“Polisin telefon dinlemeleri hiç bu kadar komik olmamıştı.” /Habertürk“Telefon dinleme olaylarından yola çıkarak bir Türkiye gerçeğini gözler önüne seren Tape’den Kodese, esprili diline rağmen objektifliği de bir kenara bırakmıyor.” / Milliyet“Savaş Akın ve Lokman Dağ, yargı süreci biten davaların dosyalarındaki tapelerdeki ilginç diyalogları bu kitapta yazdı.” / Star“Kitap, telefon dinleme olaylarında yaşanan trajikomik durumları içeriyor. “ / Vatan“Polis dinlemesine takılan telefon konuşmaları bir kitapta karşımızda. Gazeteci Savaş Akın ve Lokman Dağ, bu kitabı yazmak için binlerce sayfa dosya okumuş.” / Akşam“İki habercinin ortaklaşa yazdığı elimizdeki kitap, telefon tapelerinden yansıyan ilginç kayıtlara yer veriyor. Fıkradan ziyade, trajikomiğe daha yakın pek çok olay sunuyor.” / Radikal“İki gazeteci ‘telekulak’ın trajikomik boyutlarını bir kitapta topladı, Tape’den Kodese Sus Ulan Polis Dinliyor. Kim bilir? Belki birileri sizi de dinliyor? / Aktüel
Tarihi Değiştiren SuikastlerNESİL YAYINLARIFatih Bayhan2242009 Sezar`ın, Brütüs tarafından işlenen suikastle öldürülmesi, Roma İmparatorluğu`nda siyasi sonuçlar doğurmuştu. Brütüs`ü Sezar`ın “kötü adam” olduğuna inandıran suikastçı muhalifler, belki de ilk stratejik suikaste de imza atmış oluyorlardı. Tarihi belleğimizin “Sen de mi Brütüs?”ü bir halk özdeyişine dönüştürdüğü bu acı yüklü sözcük, Doğu Roma`dan Batı Roma`ya, Avrupa`dan İslam topraklarına kadar ulaştı.Hz. Peygamber`in (s.a.v.) bir grup Mekkeli tarafından öldürülmeye kalkışılması İslam tarihindeki ilk suikast planı olarak anılabilir. Ama o suikastın özel bir yanı daha vardır ki o da Mekke`de hâkim olan düşüncenin Arap geleneklerindeki dengeyi gözeterek bu suikastı işlemeye çalışmasıdır.Ancak İslam tarihindeki suikastler burada kalmadı. Hz. Ömer`i, Hz. Osman`ı suikastlerle kaybetti İslam dünyası.***Anadolu`nun güçlü devleti Selçuklu`da da yaşandı, koca Çin İmparatorluğu`nda da.Osmanlı`nın kaderinde de etkili oldu suikastler. Fatih`i kendi aşçısı zehirleyerek öldürdü. Genç Osman genç yaşında suikastle ortadan kaldırıldı. II. Abdülhamid`e bir cuma selamlığı sonrasında düzenlenen suikast herhalde hâlâ tazeliğini koruyor…Enver Paşa`ya, Talat Paşa`ya, Cemal Paşa`ya suikastlerin eli değmedi mi?Tarih, Osmanlı`nın zayıf döneminde suikastlerin ağır ve acımasız yüzünü gösterdi ama suikastçilerin vatanı yoktu. ABD`nin en kudretli Başkanı Lincoln ve ABD`ye büyük emek vermiş Martin Luther King de nasibini aldı suikastlerden Kennedy de…Ama tarihin en acı suikastlerinden birisi herhalde Gandhi`nin yaşadıklarıdır.Hayatını Hindistan`a adayan, mütevazılığı ve felsefesiyle hâlâ mesajları etkisini koruyan bir lider nasıl olur da bir Hindu tarafından öldürülür? Evet, yakın tarihimize de Mumcu, Kışlalı, Üçok, Dink suikastleriyle damgasını vuran olaylar zincirine Pakistan`dan Butto`yu da eklemek lazım…Neden oldu? Amaçları neydi? Sonuçları ne oldu? Ardında kim vardı?Bu kitap bir yandan suikast kavramını ele alırken, bir yandan da tarih üzerinde etkili sonuçlar doğuran suikastlerden 12 adetini ele alıyor.
Tasavvuf Hikayeleri  0   
Tekinsiz HikayelerCAN YAYINLARISir Arthur Conan Doyle2882013 Sir Arthur Conan Doyle’un kısa öykülerinden oluşan bu derleme, hayranlıkla, ama aynı zamanda içiniz ürpererek okuyacağınız hikâyelerle buluşturuyor sizleri. Dünyanın en ünlü dedektifi Sherlock Holmes’u yaratan Sir Arthur Conan Doyle’un, aynı tadı veren kısa öyküleri bunlar. Okuru alacakaranlık kuşağının gizemlerinin içine çeken, bunu edebî bir tat katarak yapan Doyle, gerçeklik takıntısını da sürdürüyor. Gerçek mekânlar, öyküleri daha bir inanılır kılıyor. Okurken hem kurmaca olduğunu biliyor hem de “acaba” sorusunu sormadan geçemiyorsunuz.“‘Karanlık da öyle korkunç bir şey ki. Bir keresinde öylesine bir deneme yapmıştım. Bir deneyelim mi?’ Fenerin üzerine eğilmesiyle görünmez bir el Kennedy’nin her iki gözünü de sıkıca kapatmış gibi oldu. Böyle bir karanlığın nasıl bir şey olduğunu daha önce hiç yaşamamıştı. Karanlık üzerine yükleniyor ve onu boğuyordu sanki. Kaskatı bir engel gibiydi, vücudunu hareket etmekten alıkoyuyordu. Ellerini öne doğru uzatıp karanlığı iterek kendisinden uzaklaştırmak istedi.”
TeşkilatTİMAŞ YAYINLARISelman Kayabaşı3202011 Onlar; Oğuz Kağan’dan bugüne kadar, Türk’ün devlet-i ebed müddet fikrini devam ettiren gizli teşkilatın liderleriydi… Kimi, Gök-Türk Devleti’ni; kimi, Selçuklu Beyliği’ni; kimi, Osmanlı İmparatorluğu’nu; kimi de Türkiye Cumhuriyeti’ni kurmakla görevlendirildi. Nizamülmülk’ten İmam-ı Gazali’ye, Selçuk Bey’den Mevlana Celaleddin-i Rûmi’ye, Osman Bey’den Dursun Fakih’e, Sultan Abdülhamit’ten Enver Paşa’ya ve Mustafa Kemal’den Turgut Özal’a kadar birçok isme; Teşkilat’ın gizli sancağı emanet edildi. Pakistan’da, Afganistan’da, Lübnan’da, Azerbaycan’da, Bosna’da; Osmanlı Devleti’nin bakiyesinde kurulan elliye yakın devletin harcında Onlar’ın gizli faaliyetleri vardı.Ve bugün; Türk’le Kürt’ü, Türk’le Fars’ı savaştırmak isteyen Kaos Düzeni’nin mimarları, hesap etmedikleri bir gerçekle yüzleşmeye başladı: Teşkilat’ın askerleri, yeni bir düzen için geri dönüyorlardı…Çam da bizim, kozalak da bizim!Teşkilat-ı Mahsusa, Osmanlı Devleti’nin son istihbarat teşkilatı idi. Kurulduğu günlerde, kabinedeki bakanların birçoğu ve üst düzey komutanların büyük bir kısmı dahi böyle bir örgütün varlığından haberdar olmamıştı. Örgütün, Trablusgarp’tan Hindistan’a kadar yüzlerce hücresi ve bu hücrelere kayıtlı binlerce ajanı vardı. Üyeleri arasında Mustafa Kemal, Enver Paşa, Celal Bayar, Eşref Kuşçubaşı, Kazım Karabekir, Fuat Balkan, Süleyman Askeri ve Fevzi Çakmak gibi birçok ünlü sima da bulunuyordu.Teşkilat-ı Mahsusa, Birinci Dünya Savaşı ve sonrasında yaptığı gizli çalışmalarla, elliden fazla devletin kurulmasını sağladı. Teşkilat’ın gizli hücreleri, aradan yüz yıl geçmesine rağmen henüz ortaya çıkarılamadı.Selman Kayabaşı, bu heyecan verici kitapta Kıbrıs’ta Türk Mukavemet Teşkilatı’nı kuran, Bosna Hersek’in bağımsızlığını kazanmasında büyük pay sahibi olan ve son olarak Kerkük’te ortaya çıkan Teşkilat’ın; Musul’dan Semerkand’a, Lübnan’dan Pakistan’a, Roma’dan Selanik’e ve Azerbaycan’dan Kafkasya’ya kadar, günümüzdeki faaliyetlerinin izini sürüyor.Tarih:Mustafa Kemal, saltanatı yıkmak ve yerine Cumhuriyet rejimi kurmak istiyor. Şu halde nasıl olur da onu lider tayin ederiz Sultanım?İstihbaratKurşunun hesabını üç kişi bilir: Bir kurşunu veren, bir kurşunu ateşleyen, bir de kurşunu yiyenSiyasetŞehir’de şehir kanunu; it’le dalaşacağına, çalıyı dolaşacaksın. Dağ’da dağ kanunu; it’le dalaşacağına, it’le dolaşacaksınve AşkGalata göz gibi, Süleymaniye gönül gibi bakıyor Baba! Öyle ya, yüreğimde kor bir ateş, kor yüreğimde kör ateş; kör yüreğim kor ateş, kor yüreğim kör ateş…
Toplum Sözleşmesi (Ciltli)TÜRKİYE İŞ BANKASI KÜLTÜR YAYINLARIJean Jacques Rousseau1442017 Jean-Jacques Rousseau (1712-1778): Bilimler ve Sanatlar Üstüne Söylev’den Emile’e, İnsanlar Arasında Eşitsizliğin Kaynağı’ndan İtiraflar’a, insanlık tarihinde çığır açan Aydınlanma düşüncesinin en önemli Romantik düşünür-yazarıdır.Toplum Sözleşmesi’yse (1762) yayımlandığı günden bugüne toplumların birarada yaşayışlarına ilişkin en temel düşünce yapıtlarından biri olma özelliğini sürdürmektedir.Vedat Günyol (1911-2004); Kültür tarihimizin Tercüme Bürosu ruhunu, sonraki dönemlerde yayıncısı olduğu Yeni Ufuklar dergisi ve Çan Yayınları’yla sürdüren en önemli üyelerinden biridir. Rabelais’den Rousseau’ya T. More’dan M. Gandhi’ye uzanan “yalnız ve birlikte” çevirilerinin yanısıra, kendi denemeleri de yirmiyi aşkın kitapta toplanmıştır.
Toprak AnaÖTÜKEN NEŞRİYATCengiz Aytmatov1382017 Erkekleri askere alınan köylerde geride kalanların çektiği sıkıntılar etkileyici bir üslupla anlatılır. Eldeki yetersiz yiyeceğin muhtaç olandan başlanarak dağıtılması, dört gözle beklenen hasat zamanları, umutların hasat zamanına ertelenmesi, savaş yüzünden ürünün hemen hepsinin merkezden istenmesi, boşa çıkan umutlar, yine açlık, sefalet, bir yandan cepheden gelen ölüm haberleri, umutsuz bekleyişler, savaşın uzun sürmesi üzerine aşağı çekilen cepheye çağrılma yaşı, yine gidenler, ayrılıklar, gözyaşları… Yani tek kelimeyle ve bütün zulmetiyle; savaş. 
Tuhaflık MeleğiFANTASTİKEdgar Allan Poe1752016 Her gün kulak misafiri olduğumuz, uzaktan izlediğimiz fakat önemsemediğimiz durumlar bir yerlerde cereyan edip durur ve biz hiç oralı olmayız. Tuhaflık Meleği Poe’nun epigrafında özenle söylediği gibi “Bir Fantezidir”. Herkesin gözünden kaçan, kimselerin fark etmediği, ilgilenmediği meselelere önemle eğilen insanlardan birinin heyecan dolu hikâyesi. Bir ölüm ne kadar tuhaf, ne kadar ilgi çekici olabilir ki demeyin. Merakla okuyacak, hayretle elinizden bırakamayacaksınız! Bu yazıyı görünce nedenini anlamadığım bir öfkeye kapıldım. “Bu şey,” diye açıklama yaptım. “Bu şey rezil bir uydurma- yalan – kelime başına para ödenen bir muhabirin uydurması –Cocaigne’deki sefil bir asparagasçının icadı. Bu adamlar günümüz insanlarının insanlığından yararlanıp çeşit çeşit yalan haber yapıyorlar. Lakin akıllı bir adam” (işaret parmağımı burnumun ucuna dokundurarak, benim gibi adamlar) “Benim gibi düşünen biri son günlerde tuhaf kazaların sayısını oldukça artmasının hiç de sıradan olmadığını anlar. Ben şahsen artık tuhaf olan hiçbir şeye inanmayacağım.”
Türklerin TarihiTİMAŞ YAYINLARIRecep Şükrü Apuhan2862008 Türkler tarih boyunca Orta Asya’dan Asya’nın her köşesine, oralardan da diğer kıtalara göç ederek yeni yurtlar ve yeni devletler kurdu. Bunun içindir ki Türk tarihi zor bir tarihtir. Mısırlılar’ı Mısır’da, İngilizler’i Britanya’da takip edebilirsiniz. Türk tarihi ise anlaşılmak için sizi üç kıtada dolaşmaya mecbur eder. Bu kitap öncelikle Türk tarihini tek bir fotoğrafta görmek isteyen, tarihin doğru öğrenilmesi kadar doğru anlaşılmasına da önem veren okurlar için yazıldı. Kitap, tarihimiz hakkında bundan sonra okunacak diğer kitapların yerleştirilebileceği zihinsel bir raf görevini de yapacaktır.Eser, tarihimizin önemli olayları sırasında Avrupa’da neler yaşandığını da hatırlatıyor. Böylece olayları daha doğru anlamlandırabiliyoruz.Şüphesiz tarih okumak ömrü yalnızca geçmişe doğru değil, geleceğe doğru da uzatıyor. Gelecek üzerinde bir iddiası olanlar da okumak ve okutmak için ellerinde şu anda buna uygun bir kitap tutuyor.Türk Tarihinin keskin dönemeçlerini o günkü heyecanla dönmeye ve önümüzdeki dönemeçleri görmeye hazırsanız sizi eserle baş başa bırakalım.
Üç Noktadan BiriKAYNAK KİTAPLIĞIİlyas Amangeldi3342001 …Ölenler yerle birlikte onun altında dönerler biteviye, diriler üstünde. Bundan on asır önce yine böyle dönmekte idiler şüphesiz, arada kıyamet kopmazsa on asır sonra da aynı şekilde döneceklerdir, tıpkı bugünkü gibi… Türkmen yazar İlyas Amangeldi on üç bölüme ayırdığı romanının her bölümüne yukarıdaki ifadelerle başlıyor. Ve Samet… Bu biteviye dönüşte bir nokta. Hikayesinde bir devrin, bir dönemin seren camı gizli. Oysa o, gökyüzündeki kuşların bakışıyla sadece bir nokta… Üç Noktadan Biri…
Üçüncü Dünya SavaşıTİMAŞ YAYINLARIBurak Turna3522010 Yıl 2010… Yeni bir dünya savaşı kapıda…. 1215 Magna Carta’dan bugüne uzanan ilişkiler zinciri Doğu ve Batı medeniyetlerini karşı karşıya getiriyor. Avrupa Birliği dağılmak üzere. Avrupa’nın Katolik ve Protestan havzasında giderek yükselen Neo-Nazi hareket, Türkler, Ruslar ve Afrikalılar başta olmak üzere tüm yabancı unsurlara karşı düşmanca faaliyetlere girişiyor. Derhal hareketlenen Rusya, Avrupa içlerine doğru ilerlemekte. Bütün bu olaylara kayıtsız kalamayan Türkiye, kilit bir hareketle savaşın gidişatına yön veriyor.Pasifik’te ise ABD ve Çin arasındaki amansız güç mücadelesi, tarafları savaş formasyonuna geçirmiş bile. Uzay araçlarının, yepyeni tekniklerin kullandığı bir uzay savaşı patlamak üzere. Dünyaya yön vermeye çalışan ezoterik örgüt Ölüm Kardeşliği, tüm tarafları tahrik ediyor ve dünyayı, görülmedik bir felakete sürüklüyor. Kitaptan satırlar;Garip bir elektrik vardı havada, bütün dünya atmosferine yayılan. Herkes büyük bir şeyler olmasını bekliyordu. Büyük bir kötülüğün dünyanın yüzeyine yayıldığını hissedebiliyordu sıradan insanlar. Fırtına öncesi sessizlik gibi… Ve belki de yeni bir dönem başlayacaktı, belki de insanlık dönemi kapanacaktı. Kimse kıyametin yakında olup olmadığını bilmiyordu ama Papa Ratzinger’in sağlığının gittikçe kötüleşmesi, 112. ve son Papanın gelmek üzere olduğu inanışlarını güçlendiriyordu. Derken, haberler akmaya başladı:”Hollanda ve Fransa’da gerçekleşen saldırılarda pek çok yabancıya ait ev ve iş yeri tahrip edildi. Yaralıların sayısı henüz belli değil. Yaralılar arasında Türklerin de olabileceği belirtiliyor.””Dünya ekonomisi hızla bir sarsıntıya doğru gidiyor. Uzun süren ekonomik genişleme ve suskunluk dönemi sona ermek üzere. Amerika Birleşik Devletleri borçlanma konusunda daha muhafazakâr davranacağını belirtti. Faizlerdeki artış nedeniyle Avrupa piyasalarından hızlı sermaye çıkışı meydana geldiği söyleniyor.””Çin para birimi Yuan’ın değer kazanması Asya borsalarında büyük bir karışıklığa neden oldu. Seul Borsası yüzde 4,5 düşerken Nikkei’nin yüzde 2,7 düşmesi paniği körükledi.”
Ulu Hakan İkinci Abdülhamid Han (kod43)BÜYÜK DOĞU YAYINLARINecip Fazıl Kısakürek6752003 Abdülhamîd EtrafındaBu eser, ilk defa Ulu Hakan İkinci Abdülhamîd Hân’ın bütün okur-yazarlara, yeni doğmuş çocuk beynini salatasına doğratıp dişleyecek derecede korkunç bir zalim tanıtıldığı ve bu tanıtmaya müteârife gözüyle bakıldığı bir hengâmede meydan yerine dikildi ve satır satış şu mânayı tüttürdü:- 36 Türk hükümdarı arasında belki en büyüğü ve tarihî hakkı muazzam bir zat mevzuunda Yahudi, dönme, mason, kozmopolit ve emperyalizme ajanlariyle el ele, İttihat ve Terakki eşkıyasının imal ettiği ve Cumhuriyet rejimi boyunca devamına şahit olduğumuz yalancı tarihe paydos!.. Dünyada her şeyin sahtesi görülmüş, fakat ilim ve tarihin devamlı yalancısına rastlanmamıştır!
ÜtopyaDergâh YayınlarıThomas MORE1602010  
Vahdettin’den Mustafa Kemal’e Unutulan Gerçekler / Küller Altında Yakın Tarih 1TİMAŞ YAYINLARIMustafa Armağan2762015 “Tarihle birlikte düşünmek” için yola çıkan Mustafa Armağan’dan tartışmalara yol açacak kışkırtıcı bir kitap!-“Vahdettin haindi” iddialarına dur verecek gerçekler..-Vahdettin-Mustafa Kemal kördüğümünü çözen telgraf!-Sivas Kongresi zannedilenin tersine mandayı mı savunuyordu?-Atatürk’ün Nutuk metni henüz hatasız olarak yayınlanmış değildir!-Atatürk Hatay’ın bağımsızlığına kavuşması için mücadele vermişti. Peki bu bir istisna mıydı?-Atatürk kadınlara milletvekili seçilme haklarını almaları için askerlik yapma şartını öne sürmüştü!-1930’ların ortalarına doğru Gazi Mustafa Kemal’in “Atatürk” yapılması, onun yarı yarıya emekliye ayrılması anlamına geliyordu.-70 yıldır sürekli hortlayan Bursa Nutku, siyasetin tarihi nasıl kullandığını gösteren çarpıcı bir örneği!-23 Nisan Çocuk Bayramı’nın Atatürk’le doğrudan bir ilgisi olmadığı gibi onu çocuklara armağan ettiği de doğru değildir!-Cumhuriyet, Osmanlı’dan “büyük devlet” olma ayrıcalığını miras almıştı!-İsmet İnönü ailesinin yolsuzlukları, zamanında ört bas edilmişti!-Plevne kahramanı Gazi Osman Paşa’nın hanımının Meşrutiyet ve Cumhuriyet dönemlerinde maaşı kesilmişti!-Varlık Vergisinin diğer yüzü!Ve daha birçok sorunun, şüphenin cevabı belgeleriyle bu kitapta!Şehir ve Osmanlı tarihi üzerine kitaplarından tanıdığınız Mustafa Armağan bilmediğimiz, daha doğrusu unutulan yüzünü aydınlatmak için bu defa yakın tarihe yöneltiyor projektörünü. En iyi bildiğimizi zannettiğimiz konularda bile bizleri hayrete düşüren noktaları, bir kuyumcu titizliğiyle ortaya çıkartıyor. Eminiz ki, kitabı okuduktan sonra 23 Nisan Çocuk Bayramı da, sinemamızın kurulmasında katkılarıyla Vahdettin de, hatta İstiklal Marşımızın bestecisi de, içkiyi yasaklayan TBMM de farklı yüzleriyle hafızalarınızdaki yerlerini alacaktır.
Veba Yılı Günlüğü (Ciltli)TÜRKİYE İŞ BANKASI KÜLTÜR YAYINLARIDaniel Defoe2642016 1722’de yazdığı ve 1665’de Londra’da yaşanmış  olan veba salgınını anlattığı Veba Yılı Günlüğü doğal afetler hakkında kaleme alınmış en etkileyici edebi eserlerden biridir. İnsan doğasını çok iyi tanıyan, güçlü kalemi ve yalın üslubuyla pek çok konuda ilgi çekici eserler veren Defoe, İngiliz romanının kurucuları arasında yer alır. 
Yakın Tarihin Kara Delikleri / Küller Altında Yakın Tarih 2TİMAŞ YAYINLARIMustafa Armağan2402014 * Vahdettin Sevr Antlaşması’nı imzaladı mı?* Misak-ı Millî sınırları var mıydı?* Atatürk hangi mektubunu unutturmak istedi?* Mustafa Kemal’in Kerkük’e son mesaj neydi?* Mustafa Kemal, Vahdettin konusunda nasıl yanıltıldı?* Kurtuluş Savaşı’na gönderilen Rus altınları borsada nasıl batırılmıştı?* Soykırım iddialarını bitirmeye kararlı Osmanlı Sadrazam’ı kimdi?* Ermeni’nin Ermeni’ye yaptığı tehciri biliyor musunuz?* Menemen kışkırtması neyi örtüyordu?* Menderes idamdan önceki son mektubunda hangi kehanette bulundu?* Atatürk Mehmed Akif’i neden eleştirildi?* Atatürk Masonluğa girmiş miydi?* Çanakkale zaferi Abdülhamid’in gözbebeklerine mi mal olmuştu?Vahdettin’den Mustafa Kemal’e, Enver Paşa’nın Almanlarla gizli anlaşmalarından İnönü’nün Lozan’daki hatıralarına, Menemen’in perde arkasından Adnan Menderes’in günümüze kadar açığa çıkmamış hatıra defterine kadar, yakın tarihin bilinmeyen, unutulan gerçekleri bu kitapta…Mustafa Armağan’ın “Küller Altında Yakın Tarih” ile başladığı yakın tarih yolculuğu, “Yakın Tarihin Kara Delikleri”nde çapını genişleterek devam ediyor. Kitabın satırlarında ilerlerken yakın tarihin örtülerinden sıyrılışına tanık olacaksınız.
Yaprak Dökümü  0   
Yaşlı Cato veya Yaşlılık Üzerine (Ciltli)TÜRKİYE İŞ BANKASI KÜLTÜR YAYINLARICicero802017 Cicero ölümünden bir yıl önce kaleme aldığı Yaşlı Cato Veya Yaşlılık Üzerine’yi yazdığında 62 yaşındaydı. Eserini Platon’u örnek alarak diyalog biçiminde kurgulamış, esas konuşmacı olarak da Latin edebiyatında Büyük Bilge olarak anılan Marcus Porcius Cato’yu seçmiştir. Cicero, Cato’nun şahsında yaşlılığın da çocukluk, gençlik, olgunluk gibi insan ömrünün doğal bir aşaması olduğuna, bu çağı bir yük gibi görmemek gerektiğine dair görüşlerini dile getirir.
Yıldırım Sesli Manascı -Yüzyüze- Deniz Kıyısında Koşan Ala KöpekÖTÜKEN NEŞRİYATCengiz Aytmatov1902016 Yazarın yazıldığı zaman büyük yankılar uyandıran üç hikâyesi… “Yıldırım Sesli Manasçı’da insanın evrensel özünü yakaladım, beşerî olanı yakaladım. Her usta yazar, dünyanın neresinde yaşarsa yaşasın, bütün insanlar arasında müşterek olan noktayı yakalar ve o noktayı hedef alarak eserlerini kaleme alır.” “Yüzyüze’de anlatmaya çalıştığım ana konu devlet otoritesi ve bireyin karşı karşıya gelmesi olgusudur. Bu sadece Sovyetler birliğinde olan bir olgu değildir; bütün savaşlarda devlet ve birey çatışması vardır.
ZehraAKÇAĞ YAYINLARINabizade Nazım    
Zihin Çerçeveleri / Çoklu Zeka KuramıALFA YAYINLARIHoward Gardner5592017 Howard Gardner, Çoklu Zekâ Kuramı’nı savunan en önemli bilim adamıdır. Standart psikometrik araçlarla ölçülebilen tek bir zekâ olduğuna dair geleneksel kuramı şiddetle eleştiren Gardner, ilk kez 1983 yılında, her bireyin birbirinden farklı pek çok zekâsının olduğu ve bunların her birinin kendilerine özgü bir biçimde geliştiği ve çalıştığı tezini ortaya atmıştır. Zihin Çerçeveleri: Çoklu Zekâ Kuramı adlı kitabında topladığı çalışmaları eğitim, sanat, bilişsel psikoloji ve tıp alanlarındaki görüş ve düşünüşleri yakından etkilemiş, bu alanlarda bir devrim yaratmıştır.Gardner’in araştırmalarına göre insanoğlunun yedi zekâsı vardır. Her insanda bu zekâların tümü bulunur, ancak insanların yetenek ve yaratıcılıkları büyük farklılıklar gösterir. Bir öğrencinin her zekâsının ayrı ayrı güçlü yanları ve zayıflıkları işlenerek, daha başarılı olması sağlanabilir. Bu zekâ türlerini bir sınıfın içinde entegre etmek, mevcut eğitim sistemini kökten değiştirmeyi gerektirir.Hem çok etkiyeyici hem de son derece önemli bir yapıt. Gardner psikometrik teori ve enformasyon işleme süreçleri hakkındaki dar kalıpları kırarak, pek çok alandaki insan yetileri konusunda zengin ve yepyeni bir kavram sunuyor.Ulrich Neisser, Emory University
Zizek’ten Nükteler (Şu Hegel Fıkrasını Duydun Mu?) (Ciltli)ENCORESlavoj Zizek1402014 “Ciddi ve iyi bir felsefi çalışması tamamen nüktelerle yazılabilir” Ludwig WittgensteinSlavoj Zizek’in diğer kitaplarının aksine yazılarından derlenen nükteler, fıkralar ve şakalar onun felsefi, politik, psikanalitik düşünceleri için bir dizin sağlıyor. Zizek’e gore nükte felsefi bir içgörünün kısa yolu olan eğlenceli hikayelerdir“Emniyet teşkilatındaki rüşvetçiliği dalgaya alan eski bir Yugoslav fıkrası vardır: Bir polis habersizce evine gider ve karısını besbelli şehvete ve heyecana kapılmış halde yataklarında çırılçıplak yaterken bulur. Acaba onu başka bir adamla bastım mı diye şüpheye kapılıp odanın etrafını yoklamaya başlar. Kocası yatağın altına bakmak için eğildiğinde karısının beti benzi atar; ama iki saniye süren fısıldaşmadan sonra, polis yüzünde tatmin olmuş, halinden memnun bir sırıtışla doğrulup ‘Kusura bakma canım, yanlış alarmmış. Yatağın altında kimse yok!’ der. Elinde ise sıkı sıkı kavradığı, yüksek meblağda bir deste para vardır.”“Öteki’nin bilgisinin anahtar rolünü örneklemek üzere Lacancılar arasında yıllardır klasik bir fıkra anlatılır: Kendisini darı tanesi sanan bir adam akıl hastanesine kaldırılır, orada doktorlar onu bir darı tanesi olmadığına, insan olduğuna inandırmak için ellerinden geleni yapar; fakat iyileşip (darı tanesi değil de insan olduğuna inanıp) hastaneden ayrılmasına izin verildikten sonra, çok geçmeden tir tir titreyerek ve ödü kopmuş bir halde geri gelir – kapıda duran bir tavuğun kendisini yiyeceğinden korktuğunu söyler. ‘Dostum,’ der doktoru, ‘sen darı tanesi değil de insan olduğunu çok iyi biliyorsun.’ ‘Ben biliyorum tabii ki,’ diye cevap verir hasta, ‘peki ya tavuk biliyor mu?’”
Bilgilendirme Yukarıda belirtilmiş olan kitaplar kişisel kütüphanemde bulunmaktadır. Herhangi bir şekilde ödünç işlemi yapılmamaktadır.