ALIŞKANLIK HALİNE GETİRİLMİŞ TRAFİK KURALI İHLALLERİ – 1
Bugünkü yazımın konusu başlıktan da anlaşılacağı üzere trafik kuralı ihlalleri. Bu ihlallerin bir kısmı bilmemekten, bir kısmı üşengeçlikten bir kısmı ise yanlış bilmekten kaynaklanıyor. Tabi ki bunun en büyük nedeni trafik eğitimimizin gelişigüzel olması. Gerçi son zamanlarda bu konu üzerinde daha ciddi durulmaya başlandı. Başlandı başlanmasına ancak bu aşamaya gelene kadar binlerce kayıp verdik. Binlerce can kaybı, milyonlarca liralık maddi hasar…
Bir düşünün şimdiye kadar dünya üzerinde savaşlarda ne kadar kayıp verildi? Trafik kazalarında ne kadar kayıp verildi? Aslında cevabı öğrendiğinizde trafik kazalarında oluşan can kaybı hiç de azımsanmayacak miktardadır. Yukarıdaki sorunun cevabından şöyle bir çıkarım yapabiliriz; insanoğlunun şimdiye kadar yaptığı en etkili ve en fazla can kaybına yol açan silah otomobillerdir.
Ancak Genel olarak bir tanımlama yapılacak olursa bilişim suçu, verilere karşı ve/veya veri işleme bağlantısı olan sistemlere karşı bilişim sistemleri aracılığıyla işlenen suçlardır diyebiliriz.
Neyse gelelim esas konuya, Konya’da trafiğe çıktığınızda şöyle bir dikkat ettiğinizde ihlaller yumağında boğulup kalırsınız. Aslında bu durum sadece Konya’da olmuyor Türkiye’nin bütün şehirleri hemen hemen aynı durumda. En bariz ve en önemli kurallar dahi ihlal edilmekte. Üstelik bu bir alışkanlık haline gelmiş durumda. O ihlallerin bazılarını sıralamaya başlayalım o zaman.
İlk olarak sinyal hususuna değineceğim. Ne yazık ki trafikte birçok şoförün sinyal hususunda kara cahil olduğunu fark ettim. Üstelik bu insanlar ‘usta şoför’ olduklarını iddia ediyorlar. Kusura bakılmasın ama sinyal gibi basit bir hususu bile bilemeyecek kadar cahil olanların ustalık kriterlerinin çok düşük seviyede olduğunu düşünüyorum. Daha ehliyet kursunda bile ilk gösterilenlerden biri sinyallerdir. Yani daha şoför sıfatını haiz olmayan ‘şoför adaylarının’ bile bildiği bir hususu uygulamayan kişilerin ben şoförüm diye gezinmesi çok abes.
Evet, eleştirimizi de yaptıktan sonra gelelim sinyalin ne işe yaradığına ve nasıl kullanıldığına. Araçlardaki sinyallerin kullanım amacı aracın döneceği yönü önceden haber vererek arkadaki sürücüyü uyarmaktır. Aslında bu durum sadece arkadaki sürücüler için değil, önden ve yandan gelen sürücüler ve yayalar için de geçerlidir. Bu uyarının amacı, arkadaki sürücünün sizin ileride döneceğiniz yöne göre kendisini hazırlayarak trafikte tehlikeli durumların ortaya çıkmasını engellemektir. Aslında amaç burada herhangi bir kaza olmasını önleyerek can ve mal kaybının yaşanmamasının sağlanmasıdır.
Peki nasıl kullanılıyor bu sinyal? Cevabı aslında çok basit, direksiyonun yanındaki (genellikle solda olmaktadır. !) kolun yukarı veya aşağıya doğru itilmesiyle sinyal çalışmaya başlar. Döneceğiniz yöne göre bu kolu indirir veya kaldırırsınız. Bu kol, araçlarda ön, arkada ve yanda bulunan sinyal lambalarını devreye sokar. Bu lambalar genellikle rahat görülmesi için köşelerde olur. Tabi model ve tasarıma göre değişiklik gösterebilir. Sinyal lambalarının en belirgin özelliği sık aralıklarla yanıp sönme eylemini gerçekleştirmesidir.
Sinyal olayını bu kadar anlattık. Bu yazı birçok kişi için abes olarak görülebilir. Ancak o kadar uyarıya, kazaya rağmen hala bu kadar basit ve önemli bir kurala uyulmamakta ısrar edilmesi ne yazık ki beni böyle bir yazı kaleme almaya mecbur etti.
Gelelim bu sinyal denen olayın şoförlerce kullanılmama sebeplerine. Öncelikle tembellik. Evet, birçok şoför bunu kullanmayı bilmekte. Ancak o kadar üşengeç olmuşuz ki, direksiyona adeta birleşik olan o kolu itmekte güçlük çekiyoruz. Hâlbuki bu eylem bir saniyemizi bile almaz. Hatta belli bir süreden sonra alışkanlık haline gelir. Siz farkına varmasanız dahi sinyali yakarsınız. İkinci sebep umursamazlık. Arkadan gelen veya yandan gelen şoför ne yaparsa yapsın düşüncesine sahip, sadece kendini düşünen kişilerce yapılan bir ihmal. Gündelik trafik yaşantımızda, bu ihmalin bir kazaya yol açması halinde umursamazlığın olumsuz sonuçlarını muhataba yıkma tarzındaki reflektif tavra da sık sık rastlamaktayız. Üçüncü olarak ise bilmemezlik veya cehaleti neden olarak gösterebiliriz. Siz yine de bir düşünün sinyal gibi ufak bir ihlalin acı sonuçlarıyla karşılaşmamak için tüm tedbirleri alın ve sinyal kullanın.
Aslında sinyal hususu hakkında daha fazla yazı da yazılabilir. Ancak bu kadarı şimdilik yeter herhalde. İlerleyen haftalarda diğer ihlallere değineceğiz. Şimdiden hayırlı ve güvenli sürüşler diliyorum.
Halil KARAKAYA
17.02.2013
Anadolu Telgraf Gazetesi
ALIŞKANLIK HALİNE GETİRİLMİŞ TRAFİK KURALI İHLALLERİ – 2
Önceki yazımızda şoförlerin dönüşlerde sinyal kullanımının çok nadir görülmesi, sinyal kullanmama nedenlerinin bazıları ve sinyalin nasıl kullanılacağı konularına değinmiştik. Bu yazımızda yine ülkemizde birçok araç sürücüsünün bilmediği bir kural olan dönel kavşaklarda geçiş önceliğine değineceğiz.
Dönel kavşakları açıklamakla işe başlamadan kavşak terimine bir açıklık getirelim. Kavşak, farklı istikametlerdeki yolların birbiri ile aynı düzlemde kesiştiği, farklı yönlerden gelen araçların emniyetle birbirlerinin güzergâhlarından geçtiği veya yön değiştirdiği noktadır. Kanundaki tanıma bakacak olursak; 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanununun ‘Tanımlar’ başlığı altındaki 3. Maddesine göre kavşak, İki veya daha fazla karayolunun kesişmesi veya birleşmesi ile oluşan ortak alandır.
İlk olarak geçiş üstünlüğü konusuna değinmek isterim. Birçok sürücünün zannettiğinin aksine dönel kavşaklarda geçiş üstünlüğü kavşak içerisindeki araçlara aittir. Yani göbeğe girmiş olan geçiş önceliğine sahiptir. Ne yazık ki konuştuğum ehliyete sahip birçok şoför arkadaş bu kuralı bilmemekte ve göbeğe girmiş olan araca yol vermemektedir. Karayolları Trafik Kanunu 57. Maddesine göre Dönel kavşağa gelen sürücüler dönel kavşak içindeki araçlara geçiş hakkını vermek zorundadır. Geçiş hakkının verilmesi hususunun amacı trafiğin rahat akması, tıkanmamasıdır. Eğer göbek içerisindeki araçlara yol verilmezse burada belli süre sonra birikme olacak ve bu birikme diğer şeritlerin de kapanmasına yol açacaktır. Aslında Konya’da bunu sık sık yaşıyoruz. Birçok göbekte trafik lambası mevcuttur. Bazen (aslında sıklıkla) trafik ışığı sarıdan kırmızıya geçerken sürücüler hızlanıp göbeğe girme telaşına kapılırlar. Tabi ki göbeğe girdiklerinde göbekteki ışık kırmızı olmuştur ve sürücüler göbeğin içerisinde dururlar. Trafiğin âdeten yoğun olduğu belli saatlerde, bu olay öyle bir hal alır ki, göbekte bekleyen araçlar, sağa veya sola dönen diğer araçların geçmesine mani olacak bir kuyruğun oluşmasına yol açarlar. Tabi bu durumda kendilerine yeşil ışık yanmış bulunan araçlar da geçemez ve orada kısa süreli de olsa bir sıkışma yaşanır. Amaç bunun yaşanmamasıdır. Sonuçta dönel kavşaklar, normal kavşakların daha güvenli olması ve trafiğin seri olarak akmasını sağlamak için yapılmıştır.
Aslında trafiğin kavşaklarda sıkışması hususunda yine Karayolları Trafik Kanununda bir madde bulunmaktadır. Bu maddeyi yorumsuz olarak eklemek isterim. Karayolları Trafik Kanunu Madde 57 fıkra 1 bent d : “(Ek: 21/5/1997 – 4262/4 md.) Işıklı trafik işaretleri izin verse bile trafik akımı; kendisini kavşak içinde durmaya zorlayacak veya diğer doğrultudaki trafiğin geçişine engel olacak ise, sürücülerin kavşağa girmeleri yasaktır.”
Gelelim dönel kavşak içinde uyulacak kurallara. Aslında Karayolları Trafik Kanununda daha fazla sayılmakla birlikte ben sadece birkaç kurala değineceğim.
İlk kuralımız Karayolları Trafik Kanunu 53. Maddesi 1. Fıkrasının c bendine göre ‘dönüş işareti (yani araçlarda sinyal) vermek. Eğer göbekte sağa veya sola dönülecekse sağ veya sol sinyal verilmelidir.
İkinci kural, yine aynı kanun ve bende göre ‘Hız azaltma’. Ne yazık ki; bu kurala aykırılık dolayısıyla birçok maddi sonuçlu ve/veya can kaybına yol açan kaza gerçekleşse da, söz konusu kural sürücüler tarafından inatla uyulmayan kurallar arasındadır. Aslında tehlike açıkça ortadadır. Ama şoförlerimiz, karşıdaki durur nasıl olsa düşüncesiyle hız kesmeden devam etmektedir. Trafikte seyir halindeyken, karşı taraftaki sürücünün psikolojik-insani birtakım olumsuzluklar(dikkat dağınıklığı, başka birşeyle alakadar olma vb.) yaşayabilme ihtimalini göz önünde bulundurmak maddi hasarla, bundan daha da önemlisi can kaybıyla neticelenen birçok kazanın yaşanmamasını sağlayacaktır.
Bir diğer önemli, ancak uyulmayan kural ise ada (göbek) etrafından dönerken gereksiz şerit değiştirmeme kuralıdır. Örnek verecek olursak, sürücü sağ şeritten gidiyor, (ada sürücünün soluna tekabül ediyor.) hiç şeride bakmaksızın yay çizmek yerine, dönel kavşakta da şeridin olduğunu düşünmeksizin, göbekten geçiyor. Burada yapılması gereken, sağ şeritten gidiyorsanız ada etrafında dönerken yine sağ şeritten gitmenizdir. Yay çizmek yerine düz hat çizerek giderseniz arkanızdaki aracı sıkıştırırsınız. Bu da kazalara neden olmaktadır. Kazaya neden olunmaması için kanun koyucu böyle bir düzenleme getirmiştir.
Yazımızın sonunda ufak bir hatırlatmada bulunmakta yarar görüyorum. Karayolları Trafik Kanunu madde 84’e göre trafik kazalarında asli kusur sayılan hallerden biri de kavşaklarda geçiş önceliğine uymamaktır.
Halil KARAKAYA
24.02.2013
Anadolu Telgraf Gazetesi